Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.


ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُواْ مِن بَعْدِ مَا فُتِنُواْ ثُمَّ جَاهَدُواْ وَصَبَرُواْ إِنَّ رَبَّكَ مِن بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿١١٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe inne rabbe-ke li ellezîne hâcerû min ba'di mâ futinû
(fetene)
summe câhedû ve saberû inne rabbeke min ba'di-hâ le gafûrun rahîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe sonra
inne muhakkak ki
rabbe-ke senin Rabbin
li ellezîne o kimseler için, o kimselere, onlara
hâcerû hicret (göç) ettiler
min ba'di mâ ...'den sonra
futinû
(fetene)
işkenceye uğratıldılar
: (işkence etti)
summe sonra
câhedû cihad ettiler
ve saberû ve sabrettiler
inne muhakkak
rabbeke senin Rabbin
min ba'di-hâ ondan sonra
le gafûrun elbette mağfiret edendir
rahîmun rahmet nuru gönderendir

Daha sonra da muhakkak ki senin Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret (göç) edenlere sonra da cihad edip sabredenlere, şüphesiz (bütün) bunlardan sonra, elbette Gafur (mağfiret eden)’dur ve Rahîm (rahmet nuru gönderen)’dir.

NAHL SURESİ 110. Ayeti Muhammed Esed Meali

Ve yine bil ki, Rabbin, kötülüğün ayartısını gördükten sonra onun hüküm sürdüğü bölgeyi terk edenlerin ve o günden bu yana (Allah yolunda) üstün çabalar gösterip güçlüklere göğüs gerenlerin yanındadır; işte böyle bir dönüşümden sonra çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı elbette senin Rabbindir!

Muhammed Esed