NAHL SURESİ 125. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
ادْعُ إِلِى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُم بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ ﴿١٢٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ud'u
ilâ sebîli
rabbi-ke
bi el hikmeti
ve el mev'ızati
el haseneti
ve câdil-hum
billetî (bi elletî)
hiye
ahsenu
inne
rabbe-ke
huve
a'lemu
bi men
dalle
an sebîli-hî
ve huve
a'lemu
bi el muhtedîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ud'u | davet et, çağır |
ilâ sebîli | yola |
rabbi-ke | senin Rabbinin |
bi el hikmeti | hikmet ile |
ve el mev'ızati | ve öğüt, vaaz, nasihat |
el haseneti | güzel (pozitif dereceler kazandıran) |
ve câdil-hum | ve onlarla mücâdele et |
billetî (bi elletî) | onunla ki o |
hiye | o |
ahsenu | en güzel |
inne | muhakkak ki |
rabbe-ke | senin Rabbin |
huve | o |
a'lemu | en iyi bilir |
bi men | kimseyi, kişiyi |
dalle | dalâlette oldu, saptı |
an sebîli-hî | onun yolundan |
ve huve | ve o |
a'lemu | en iyi bilir |
bi el muhtedîne | hidayete eren kimseler, hidayete erenler |
Rabbinin yoluna (Allah'a ulaştıran yola, Sıratı Mustakîm'e) hikmetle ve güzel (pozitif dereceler kazandıracak) öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücâdele et. Muhakkak ki senin Rabbin, O'nun yolundan (Sıratı Mustakîm'den) sapanları (dalâlete düşenleri) ve hidayete erenleri bilir.
NAHL SURESİ 125. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır ve onlarla en güzel biçimde mücâdele et. Kuşkusuz Rabbin, işte yolundan sapanları en iyi bilen O'dur ve O, yola gelenleri de en iyi bilendir.
Süleyman Ateş