Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.


وَإِنْ عَاقَبْتُمْ فَعَاقِبُواْ بِمِثْلِ مَا عُوقِبْتُم بِهِ وَلَئِن صَبَرْتُمْ لَهُوَ خَيْرٌ لِّلصَّابِرينَ ﴿١٢٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve in âkabtum fe âkıbû bi misli mâ ûkıb-tum bi-hî ve le in sabertum le huve hayrun li es sâbirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve in ve eğer
âkabtum siz ceza verdiniz, ikab ettiniz
fe âkıbû o taktirde ceza verin, cezalandırın
bi misli misli ile, o nispetle
mâ ûkıb-tum sizin cezalandırıldığınız şey
bi-hî onunla
ve le in ve eğer gerçekten
sabertum siz sabrettiniz
le huve elbette o
hayrun daha hayırlıdır
li es sâbirîne sabredenler için

Ve şâyet siz, ikab edecekseniz (ceza verecekseniz), o taktirde onların sizi onunla cezalandırdıklarının misliyle cezalandırın! Ve eğer gerçekten sabrederseniz elbette o (sabırları), sabredenler için daha hayırlıdır.

NAHL SURESİ 126. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

(Ey müminler, düşmandan intikam almak için) eğer bir ceza ile mukabele edecek olursanız, ancak size yapılan azab ve cezanın misli ile yapın (daha fazla ileri gitmeyin). Sabrederseniz (cezayı terk ederseniz) andolsun ki, bu tahammül edenler için daha hayırlıdır.

Ali Fikri Yavuz