NAHL SURESİ 126. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
وَإِنْ عَاقَبْتُمْ فَعَاقِبُواْ بِمِثْلِ مَا عُوقِبْتُم بِهِ وَلَئِن صَبَرْتُمْ لَهُوَ خَيْرٌ لِّلصَّابِرينَ ﴿١٢٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve in
âkabtum
fe âkıbû
bi misli
mâ ûkıb-tum
bi-hî
ve le in
sabertum
le huve
hayrun
li es sâbirîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve in | ve eğer |
âkabtum | siz ceza verdiniz, ikab ettiniz |
fe âkıbû | o taktirde ceza verin, cezalandırın |
bi misli | misli ile, o nispetle |
mâ ûkıb-tum | sizin cezalandırıldığınız şey |
bi-hî | onunla |
ve le in | ve eğer gerçekten |
sabertum | siz sabrettiniz |
le huve | elbette o |
hayrun | daha hayırlıdır |
li es sâbirîne | sabredenler için |
Ve şâyet siz, ikab edecekseniz (ceza verecekseniz), o taktirde onların sizi onunla cezalandırdıklarının misliyle cezalandırın! Ve eğer gerçekten sabrederseniz elbette o (sabırları), sabredenler için daha hayırlıdır.
NAHL SURESİ 126. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Ceza verecek olursanız, size verilen cezanın misliyle cezalandırın. Ama eğer (bu hususta) sabrederseniz, and olsun ki bu, sabredenler için daha hayırlıdır.
Celal Yıldırım