Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.


وَمَا ذَرَأَ لَكُمْ فِي الأَرْضِ مُخْتَلِفًا أَلْوَانُهُ إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ ﴿١٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ zerae lekum fî el ardı muhtelifen elvânu-hu inne fî zâlike le âyeten li kavmin yezzekkerûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ ve şey(ler)
zerae yoktan varedip, yaratıp çoğalttı
lekum siz, sizin için
fî el ardı yerde, yeryüzünde
muhtelifen muhtelif, çeşitli, çeşit çeşit
elvânu-hu onun renkleri
inne muhakkak
fî zâlike bunda vardır
le âyeten elbette âyet (delil)
li kavmin kavim için, topluluk için
yezzekkerûne zikrederler, tezekkür ederler

Yeryüzünde sizin için ne yaratıp çoğalttıysa hepsinin renkleri çeşit çeşittir (muhteliftir). Muhakkak ki bunda, zikreden (tezekkür eden) bir kavim için elbette âyet (delil) vardır.

NAHL SURESİ 13. Ayeti Ümit Şimşek Meali

Yeryüzünde rengârenk yarattığı şeyleri de O sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir topluluk için bunda bir âyet vardır.

Ümit Şimşek