NAHL SURESİ 21. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
أَمْواتٌ غَيْرُ أَحْيَاء وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ ﴿٢١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
emvâtun
gayru
ahyâin
ve mâ yeş'urûne
eyyâne
yub'asûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
emvâtun | cansızdır, ölüdürler |
gayru | başka, hariç, değil |
ahyâin | diri, canlı |
ve mâ yeş'urûne | ve şuurunda, bilincinde değillerdir |
eyyâne | ne zaman |
yub'asûne | beas olunacaklar, diriltilecekler |
Onlar ölüdürler, diri değildirler. Ve ne zaman beas olunacaklarının (diriltileceklerinin) bilincinde değillerdir.
NAHL SURESİ 21. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(20-21) O müşriklerin Allah’tan başka ibadet edip yalvardıkları sahte tanrılar ise, hiçbir şey yaratamazlar. Zaten kendileri yaratılmaktadırlar. Hep ölüdürler, diri değildirler. Kendilerine tapanların bile ne zaman diriltileceklerini bilemezler.
Suat Yıldırım