NAHL SURESİ 34. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
فَأَصَابَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ ﴿٣٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe esâbe-hum
seyyiâtu
mâ amilû
ve hâka
bi-him
mâ kânû
bi-hi
yestehziûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe esâbe-hum | artık, böylece onlara isabet etti (ulaştı) |
seyyiâtu | kötülükler |
mâ amilû | yaptıkları, amel ettikleri şeyler |
ve hâka | ve kuşattı |
bi-him | onları |
mâ kânû | oldukları şey |
bi-hi | onunla |
yestehziûne | alay ediyorlar |
Böylece yaptıkları kötü ameller, onlara isabet etti (ulaştı). Alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı.
NAHL SURESİ 34. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(33-34) Dini inkâr edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yaptılar. Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kötü işler. Sarıp kuşatıverdi onları alay ettikleri şeyler.
Suat Yıldırım