NAHL SURESİ 35. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
وَقَالَ الَّذِينَ أَشْرَكُواْ لَوْ شَاء اللّهُ مَا عَبَدْنَا مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ نَّحْنُ وَلا آبَاؤُنَا وَلاَ حَرَّمْنَا مِن دُونِهِ مِن شَيْءٍ كَذَلِكَ فَعَلَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَهَلْ عَلَى الرُّسُلِ إِلاَّ الْبَلاغُ الْمُبِينُ ﴿٣٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve kâle | ve dedi (dediler) |
ellezîne eşrakû | şirk koşan kimseler |
lev şâallâhu (lev şâe allâhu) | eğer Allah dileseydi |
mâ abed-nâ | biz kul olmazdık |
min dûni-hi | ondan başka |
min şey'in | bir şey(den) |
nahnu | biz |
ve lâ | ve olmaz, yapmaz |
âbâu-nâ | atalarımız, babalarımız |
ve lâ harramnâ | ve biz haram kılmayız |
min dûni-hi | ondan başka |
min şey'in | bir şey(den) |
kezâlike | işte böyle, bunun gibi, böyle |
feale | yaptı |
alâ ellezîne | o kimseler |
min kabli-him | onlardan önce |
fe | artık |
hel | (var) mı |
alâr rusuli (alâ er rusuli) | resûllerin üzerinde (sorumluluğunda) |
illâl belâgul mubînu | apaçık tebliğden başka |
Şirk koşanlar: “Eğer Allah dileseydi, biz O’ndan başka bir şeye kul olmazdık. Ve babalarımız da (kul) olmazdı. Ve O’ndan (O’nun emrinden) başka bir şeyi haram kılmazdık.” dediler. Onlardan öncekiler de böyle yaptı. Artık resûllerin üzerinde apaçık tebliğden başka (bir sorumluluk) var mı?
NAHL SURESİ 35. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah'tan başkalarına tanrısal nitelik yakıştıranlar: “Allah dileseydi” dediler, “Ne biz O'ndan başka birşeye kulluk ederdik, ne de atalarımız, ne de O'ndan başkasının buyruğuyla birşeyi haram sayardık.” İşte onlardan öncekiler de, tıpkı böyle hareket ettiler. Peki bu durumda peygamberlere, apaçık mesajları iletmekten başka ne düşer.
Abdullah Parlıyan