NAHL SURESİ 37. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
إِن تَحْرِصْ عَلَى هُدَاهُمْ فَإِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي مَن يُضِلُّ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ ﴿٣٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
in tahrıs
alâ
hudâ-hum
fe
innallâhe (inne allâhe)
lâ yehdî
men
yudıllu
ve mâ
lehum
min nâsırîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
in tahrıs | sen çok istesen, haris olsan |
alâ | üzerine, e |
hudâ-hum | onların hidayeti |
fe | artık, bundan sonra, buna rağmen |
innallâhe (inne allâhe) | muhakkak ki Allah |
lâ yehdî | hidayete erdirmez |
men | kimse |
yudıllu | dalâlette bırakır |
ve mâ | ve yoktur |
lehum | onlara, onlar için |
min nâsırîne | bir yardımcı |
Sen, onların hidayete ermesini çok istemene rağmen muhakkak ki Allah, dalâlette bıraktığı kimseyi (onlar Allah’a ulaşmayı dilemedikçe) hidayete erdirmez. Ve onlar için bir yardımcı da yoktur.
NAHL SURESİ 37. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
(Ey Rasûlüm) sen, o kâfirlerin hidayet bulmalarına çok istekli isen (de çare yok), her halde Allah dalâlette bırakacağı kimselere hidayet vermez. Onların hiç bir yardımcısı da yoktur.
Ali Fikri Yavuz