NAHL SURESİ 41. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
وَالَّذِينَ هَاجَرُواْ فِي اللّهِ مِن بَعْدِ مَا ظُلِمُواْ لَنُبَوِّئَنَّهُمْ فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَلَأَجْرُ الآخِرَةِ أَكْبَرُ لَوْ كَانُواْ يَعْلَمُونَ ﴿٤١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ellezîne hâcerû | ve hicret edenler |
fîllâhi (fî allâhi) | Allah için, Allah yolunda |
min ba'di mâ | şeyden sonra |
zulimû | zulmedildiler, zulme maruz kaldılar |
li nubevvienne-hum | onları mutlaka ağırlamamız, yerleştirmemiz için |
fî ed dunyâ | dünya hayatında vardır |
haseneten | hasene, güzellik, iyilik, pozitif dereceler |
ve le ecru el âhırati | ve elbette ahiret mükâfatı |
ekberu | daha büyüktür |
lev | eğer, şâyet ... olsa |
kânû | oldular |
ya'lemûne | biliyorlar |
Ve zulme maruz kaldıktan sonra, Allah için (Allah yolunda) hicret edenleri, dünya hayatında mutlaka hasenelerle (güzellikler, iyilikler, güzel bir yurt) yerleştirmemiz içindir. Ve ahiret mükâfatı, elbette daha büyüktür, şâyet bilmiş olsalardı.
NAHL SURESİ 41. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Dinini İslâmla değiştirmesinden dolayı, haksızlığa uğrayıp, Allah yolunda yerlerini, yurtlarını terkedenlere gelince, biz onları şüphesiz bu dünyada, güzel bir yere yerleştireceğiz ama ahirette kazanacakları ödül, daha da büyük olacaktır. Eğer hicretten geri kalanlar ve tüm insanlar bunu bilselerdi, o zulüm yurdunda bir saniye bile kalmak istemezlerdi.
Abdullah Parlıyan