Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.


وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مِن دَآبَّةٍ وَالْمَلآئِكَةُ وَهُمْ لاَ يَسْتَكْبِرُونَ ﴿٤٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve li allâhi yescudu mâ fî es semâvâti ve mâ fî el ardı min dâbbetin ve el melâiketu ve hum lâ yestekbirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve li allâhi ve Allah'a
yescudu secde ederler
mâ fî es semâvâti semalarda olanlar
ve mâ fî el ardı ve yeryüzünde olanlar
min dâbbetin dabbelerden (yürüyen canlılardan)
ve el melâiketu ve melekler
ve hum ve onlar
lâ yestekbirûne büyüklenmezler, kibirlenmezler

Semalarda olanlar ve yeryüzünde olan dabbelerin (yürüyen canlıların) hepsi ve melekler, Allah’a secde ederler. Ve onlar, kibirlenmezler.

NAHL SURESİ 49. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali

Yine, (görünen) varlıkların en (yakın) tabakasından (görünmeyen varlıkların ufku olan) meleklere varıncaya dek, göklerde ve yerde olan her şey Allah'ın (yasasına) boyun eğip teslim olmuşlardır; onların hiçbiri büyüklük taslamazlar.

Mustafa İslamoğlu