NAHL SURESİ 61. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللّهُ النَّاسَ بِظُلْمِهِم مَّا تَرَكَ عَلَيْهَا مِن دَآبَّةٍ وَلَكِن يُؤَخِّرُهُمْ إلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ ﴿٦١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lev | ve eğer, şâyet |
yuâhızu | sorgular, suçlar |
allâhu | Allah |
en nâse | insanlar |
bi zulmi-him | onların zulümleri sebebiyle |
mâ terake | bırakmadı (bırakmazdı) |
aleyhâ | onun üzerinde |
min dâbbetin | yürüyen canlılardan bir canlı |
ve lâkin | ve fakat, ama |
yuahhıru-hum | onları tehir eder (erteler) |
ilâ ecelin | bir süreye (ecele) kadar |
musemmen | belirlenmiş (isimlendirilmiş) |
fe izâ câe | artık geldiği zaman |
ecelu-hum | onların ecelleri (onlar için tayin edilmiş olan zaman) |
lâ yeste'hırûne | ertelenmez (tehir edilmez) |
sâaten | bir saat |
ve lâ yestakdimûne | ve evvele (öne) alınmaz |
Ve eğer Allah, insanları zulümleri sebebiyle sorgulayıp (derhal) cezalandırsaydı, onun (yeryüzünün) üzerinde yürüyen canlılardan bir canlı bırakmazdı. Ve fakat onları, belirli bir zamana kadar tehir eder (erteler). Artık onların ecelleri geldiği zaman ne bir saat tehir edilir (ertelenir) ne de (bir saat) evvele alınır.
NAHL SURESİ 61. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Allah, insanları yaratılış gayeleri dışında yaşamalarından dolayı, hemen helak ediverecek olsaydı, yeryüzünde yürüyen hiçbir canlı kalmazdı. Ne var ki, onları belirlenmiş bir sürenin sonuna kadar erteliyor, süreleri dolduğu zaman, sonlarını bir an olsun, ne geciktirebilirler, ne de öne alabilirler.
Abdullah Parlıyan