NAHL SURESİ 62. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
وَيَجْعَلُونَ لِلّهِ مَا يَكْرَهُونَ وَتَصِفُ أَلْسِنَتُهُمُ الْكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ الْحُسْنَى لاَ جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ الْنَّارَ وَأَنَّهُم مُّفْرَطُونَ ﴿٦٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve yec'alûne
lillâhi (li allâhi)
mâ yekrahûne
ve tesıfu
(vasafe) elsinetu-hum el kezibe enne lehum el husnâ lâ cereme enne lehum en nâre ve enne-hum mufratûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
(vasafe) elsinetu-hum el kezibe enne lehum el husnâ lâ cereme enne lehum en nâre ve enne-hum mufratûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve yec'alûne | ve kılarlar (kılıyorlar), isnad ederler (ediyorlar) |
lillâhi (li allâhi) | Allah'a ait |
mâ yekrahûne | beğenmedikleri, hoşlanmadıkları, kerih gördükleri şey(ler) |
ve tesıfu
(vasafe) |
ve vasıflandırır, söyler
: (vasıflandırdı, niteledi) |
elsinetu-hum | onların dilleri |
el kezibe | yalan |
enne | olduğu |
lehum el husnâ | en güzeli onların, onlara ait |
lâ cereme | şüphesiz, şüphe yok |
enne | olduğu |
lehum en nâre | ateş onlar içindir, onlarındır |
ve enne-hum | ve muhakkak onlar |
mufratûne | ifratta olanlar, aşırı davrananlar |
Ve onlar, kerih gördükleri (beğenmedikleri) şeyleri (kızları) Allah’a isnat ederler (has kılarlar). Ve onların dilleri, en güzelin “onlara ait olduğu” yalanını söyler. Ateşin (cehennemin), onların olduğuna şüphe yok. Ve muhakkak ki onlar, ifratta olanlardır (aşırı davrananlardır).
NAHL SURESİ 62. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Hem kendilerinin hoşlanmamakta oldukları kızları Allah’a isnad ediyorlar, hem de: “-En güzel akıbet onlarınmış.” diye dilleri kendilerine yalan söylüyor. Çare yok, ateş onların... Oraya en önde gidip kalacaklardır.
Ali Fikri Yavuz