NAHL SURESİ 71. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
وَاللّهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلَى بَعْضٍ فِي الْرِّزْقِ فَمَا الَّذِينَ فُضِّلُواْ بِرَآدِّي رِزْقِهِمْ عَلَى مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَهُمْ فِيهِ سَوَاء أَفَبِنِعْمَةِ اللّهِ يَجْحَدُونَ ﴿٧١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(meleke) eymâne-hum fe hum fî-hi sevâun e fe bi ni'meti allâhi yechadûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
vallâhu (ve allâhu) | ve Allah |
faddale | üstün kıldı |
ba'da-kum | sizin bir kısmınız |
alâ ba'dın | bir kısmı üzerine |
fî er rızkı | rızıkta, rızık konusunda |
femâllezîne (fe mâ ellezîne) | o kimseler değiller |
fuddılû | üstün kılındılar |
bi râddî | verme (iade etme) hususunda |
rızkı-him | onların rızıklarını |
alâ mâ meleket eymâne-hum
(meleke) |
onların ellerinin altında olanlara
: (sahip oldu) |
eymâne-hum | onların elleri |
fe hum | oysa, halbuki onlar |
fî-hi | onda, o konuda (bu konuda) |
sevâun | eşittir, birdir |
e fe bi ni'meti allâhi | artık, Allah'ın ni'metini mi |
yechadûne | bilerek inkâr ediyorlar |
Üstün kılınan kimseler, ellerinin altında bulunanlara rızıklarını veren (verici) değiller (çünkü rızkı veren sadece Allah’tır). Oysa onlar, rızıkları konusunda eşittirler. Onlar, Allah’ın ni’metini bilerek mi inkâr ediyorlar?
NAHL SURESİ 71. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Allah lütufta bulunarak, servette, bir kısmınızı diğerlerine üstün kıldı. Lütfa lâyık görülerek üstün kılınanlar, sahip oldukları rızık ve servetten meşrû şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan köle, cariye ve hizmetkârlara ve işyerlerinde çalışan sözleşmeli işçilerine kâfi miktarda vermiyorlar. Verseler, o rızkın kullanımında eşit hâle gelecekler. Eşit şekilde kullanmaları söz konusu iken, bile bile Allah’ın ihsan ettiği nimeti inkâr mı ediyorlar? Nankörlük mü ediyorlar?
Ahmet Tekin