NAHL SURESİ 75. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.
ضَرَبَ اللّهُ مَثَلاً عَبْدًا مَّمْلُوكًا لاَّ يَقْدِرُ عَلَى شَيْءٍ وَمَن رَّزَقْنَاهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًا هَلْ يَسْتَوُونَ الْحَمْدُ لِلّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ ﴿٧٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
darabe allâhu
meselen
abden
memlûken
lâ yakdiru
alâ şey'in
ve men
razaknâ-hu
min-nâ
rızkan
hasenen
fe huve
yunfiku
min-hu
sırren
ve cehren
hel yestevûne
el hamdu li allâhi
bel
ekseru-hum
lâ ya'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
darabe allâhu | Allah (misal) verdi |
meselen | bir misal, bir örnek |
abden | bir kul |
memlûken | sahip olunan, köle olan, memluk |
lâ yakdiru | muktedir olmayan, kaadir olmayan, gücü yetmeyen |
alâ şey'in | bir şeye |
ve men | ve kimse, kim |
razaknâ-hu | onu biz rızıklandırdık |
min-nâ | bizden |
rızkan | bir rızık |
hasenen | güzel, temiz, helâl |
fe huve | böylece o |
yunfiku | infâk eder, verir |
min-hu | ondan |
sırren | gizli (sır) olarak |
ve cehren | ve açık,aşikâr olarak |
hel yestevûne | eşit (musavi) midir? |
el hamdu li allâhi | hamd Allah'a mahsustur, Allah'a aittir (Allah içindir) |
bel | hayır |
ekseru-hum | onların çoğu |
lâ ya'lemûne | bilmezler, bilmiyorlar |
Allah şöyle bir misal verdi: Bir şeye muktedir olmayan (gücü yetmeyen), köle olan bir kul ve tarafımızdan güzel bir rızık ile rızıklandırdığımız böylece ondan gizli ve aşikâr infâk eden kimse; onlar, eşit (müsavi) olabilir mi? Hamd, Allah’a mahsustur (Allah içindir). Hayır, onların çoğu bilmezler.
NAHL SURESİ 75. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine tarafımızdan güzel rızık ve servet verilen ve ondan gizli ve aşikâre, karşılık beklemeden, gönüllü harcayan hür bir insanı misal veriyor. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün övgüler Allah’a yakışır. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Ahmet Tekin