Mekke döneminde inmiştir. 128 âyettir. Sûre, adını 68. âyette geçen “en-Nahl” kelimesinden almıştır. “en-Nahl” bal arısı demektir.


وَيَوْمَ نَبْعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا ثُمَّ لاَ يُؤْذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ وَلاَ هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ ﴿٨٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve yevme neb'asu min kulli ummetin şehîden summe lâ yu'zenu
(ezine)
li ellezîne keferû
(ellezîne keferû)
ve lâ hum yusta'tebûne
(a'tebe)

söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve yevme ve o gün
neb'asu beas ederiz (göndeririz)
min kulli ummetin bütün ümmetlerden
şehîden bir şahit
summe sonra
lâ yu'zenu
(ezine)
izin verilmez
: (izin verdi)
li ellezîne o kimselere
keferû
(ellezîne keferû)
inkâr ettiler
: (kâfirler)
ve lâ hum yusta'tebûne
(a'tebe)
ve rızanın oluşması için, onlardan özür (mazeret) beyan etmeleri kabul edilmez
: (gönlünü aldı, razı etti)

Ve o gün, bütün ümmetlerden birer şahit göndeririz. Sonra kâfirlere cehennemden çıkmaları için izin verilmez. Ve onlardan, (Allah’tan) rıza talepleri kabul edilmez.

NAHL SURESİ 84. Ayeti Süleyman Ateş Meali

Her ümmetten bir şâhid getirdiğimiz gün, artık ne nankörler(in konuşmaların)a izin verilir, ne de onların özür dilemeleri istenir.

Süleyman Ateş