Mekke döneminde inmiştir. 62 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm” kelimesinden almıştır. Necm, yıldız demektir.


مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى ﴿١١﴾


NECM SURESİ 11. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

mâ kezebe el fuâdu mâ raâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
mâ kezebe tekzip etmedi, yalanlamadı, reddetmedi
el fuâdu fuad hassası (kalbindeki idrak hasası, gönül gözü görmesi)
mâ raâ gördüğü şey

Kalbindeki fuad (gönül gözü görmesi), gördüğü (ruhun gözlerinin gördüğü) şeyi tekzip etmedi.

NECM SURESİ 11. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.

Diyanet İşleri

Gönlü, gördüğünü yalanlamadı.

Abdulbaki Gölpınarlı

(Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Adem Uğur

FUAD (Kalbindeki nöronların beyinde açtığı gerçeklikle bütünleşti dıştan gelen bilgi) yalanlamadı (inkâr etmedi) gördüğünü!

Ahmed Hulusi

Muhammed’in aklı, kalbi, çıplak gözle gördüklerinin aksini düşünmedi, söylemedi.

Ahmet Tekin

Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.

Ahmet Varol

Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.

Ali Bulaç

(Hz. Peygamber, mi’raçta gözü ile) gördüğünü, kalbi tekzib etmedi.

Ali Fikri Yavuz

Gozunun gordugunu gonlu yalanlamadi.

Bekir Sadak

Gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Celal Yıldırım

Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı.

Diyanet İşleri (eski)

(10-11) Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Diyanet Vakfi

Gördüğünü gönlü yalanlamadı.

Edip Yüksel

Gözün gördüğünü kalb tekzib etmedi

Elmalılı Hamdi Yazır

Gözün gördüğüne kalp yalan demedi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

O'nun gönlü, gözünün gördüğünü yalanlamadı.

Seyyid Kutub

Onun gördüğünü yürek (fuadü) yalanlamadı.

Gültekin Onan

Onun gördüğünü kalb (i) yalana çıkarmadı.

Hasan Basri Çantay

(Gözleriyle) gördüğünü, kalb(i) yalanlamadı.

Hayrat Neşriyat

Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.

İbni Kesir

(Kulunun) kalbi gördüğünü yalanlamadı.

Muhammed Esed

(11-12) Gördüğü şeyi kalbi tekzîp etmedi. Onun gördüğüne karşı onunla şimdi mücadelede mi bulunacaksınız?

Ömer Nasuhi Bilmen

Gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Ömer Öngüt

Gördüğünü gönül yalanlamadı.

Şaban Piriş

Gözlerinin gördüğünü kalbi yalan saymadı.

Suat Yıldırım

Gönül gördüğünde yanılmadı (yalan söylemedi, gerçeği gördü).

Süleyman Ateş

Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.

Tefhim-ul Kuran

Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı.

Ümit Şimşek

Kalp yalanlamadı gördüğünü.

Yaşar Nuri Öztürk

Kulunun kalbi, gördüğünü yalanlamadı.

Abdullah Parlıyan

(11-18) Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me'vâ cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.

Bayraktar Bayraklı

(Peygamberin gözlerinin) gördüğünü, kalbi yalanlamadı.

Cemal Külünkoğlu

Onun gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Kadri Çelik

O’nun (gözleriyle gördüğünü) kalb yalanlamadı.

Ali Ünal

Gözüyle gördüğünü kalb yalanlamadı.

Harun Yıldırım

Gördüğünü gönül yalanlamadı:

Mustafa İslamoğlu

(Hz. Muhammed’in) gözüyle gördüğünü gönlü yalanlamadı.

Sadık Türkmen

(Muhammed'in) Gözüyle gördüğünü kalbi yalanlamadı.

İlyas Yorulmaz

Kalbindeki fuad (gönül gözü görmesi), gördüğü (ruhun gözlerinin gördüğü) şeyi tekzip etmedi.

İmam İskender Ali Mihr