Mekke döneminde inmiştir. 62 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm” kelimesinden almıştır. Necm, yıldız demektir.


وَأَنَّهُ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَى ﴿٤٣﴾


NECM SURESİ 43. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ennehu huve adhake ve ebkâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ennehu ve muhakkak ki o
huve o
adhake güldürdü
ve ebkâ ve ağlattı

Ve muhakkak ki, güldüren ve ağlatan O’dur.

NECM SURESİ 43. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Şüphesiz O, güldürür ve ağlatır.

Diyanet İşleri

Ve şüphe yok ki odur adamakıllı güldüren ve ağlatan.

Abdulbaki Gölpınarlı

Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.

Adem Uğur

Muhakkak ki "HÛ"dur, güldüren de ağlatan da!

Ahmed Hulusi

Doğrusu güldüren de, ağlatan da sadece O’dur.

Ahmet Tekin

Doğrusu güldüren de O'dur ağlatan da.

Ahmet Varol

Doğrusu, güldüren ve ağlatan O'dur.

Ali Bulaç

Muhakak ki güldüren de O’dur, ağlatan da...

Ali Fikri Yavuz

Dogrusu, gulduren de aglatan da O'dur.

Bekir Sadak

Şüphesiz ki, O, hem güldürür, hem ağlatır.

Celal Yıldırım

Doğrusu, güldüren de ağlatan da O'dur.

Diyanet İşleri (eski)

Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.

Diyanet Vakfi

O'dur seni güldüren ve ağlatan.

Edip Yüksel

Hakıkat odur güldüren ağlatan

Elmalılı Hamdi Yazır

Doğrusu güldüren, ağlatan O'dur.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Güldüren de, ağlatan da O'dur.

Seyyid Kutub

Doğrusu, güldüren ve ağlatan O'dur.

Gültekin Onan

Hakıykat şu: Güldüren de, ağlatan da Odur.

Hasan Basri Çantay

Şübhesiz ki güldüren ve ağlatan ancak O’dur.

Hayrat Neşriyat

Gerçekten O'dur güldüren de, ağlatan da.

İbni Kesir

(sizi) güldüren ve ağlatan yalnız O'dur;

Muhammed Esed

(43-44) Ve muhakkak O'dur ki, güldürdü ve ağlattı. Ve şüphe yok O'dur, O'dur ki, öldürdü ve hayata erdirdi.

Ömer Nasuhi Bilmen

Güldüren de O'dur, ağlatan da O'dur.

Ömer Öngüt

Güldüren de O’dur, ağlatan da!

Şaban Piriş

(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan.

Suat Yıldırım

Güldüren de O'dur, ağlatan da O'dur.

Süleyman Ateş

Doğrusu, güldüren ve ağlatan O'dur,

Tefhim-ul Kuran

Güldüren de Odur, ağlatan da.

Ümit Şimşek

Hiç kuşkusuz, güldüren de O'dur, ağlatan da...

Yaşar Nuri Öztürk

Şüphe yok ki, sizi güldüren ve ağlatan yalnız O'dur.

Abdullah Parlıyan

Güldürecek ve ağlatacak olan da O'dur.

Bayraktar Bayraklı

Şüphesiz güldüren de O'dur, ağlatan da.

Cemal Külünkoğlu

Doğrusu güldüren ve ağlatan O'dur.

Kadri Çelik

O’dur güldüren ve ağlatan;

Ali Ünal

Doğrusu, güldüren ve ağlatan O’dur.

Harun Yıldırım

Ve elbet ağlatan da O'dur, güldüren de O.

Mustafa İslamoğlu

Doğrusu güldüren (cenneti ikram eden) de, ağlatan (cehenneme atan) da O’dur.

Sadık Türkmen

Elbette vereceği kararla güldürende O, ağlatan da O dur.

İlyas Yorulmaz

Ve muhakkak ki, güldüren ve ağlatan O’dur.

İmam İskender Ali Mihr