Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir.


وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ ﴿١٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve cehadû bihâ vesteykanet-hâ enfusu-hum zulmen ve uluvven fenzur (fe unzur) keyfe kâne âkıbetu el mufsidîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve cehadû ve bile bile, bilerek inkâr ettiler
bihâ onu
vesteykanet-hâ ve onu yakîn olarak bildiler (inandılar)
enfusu-hum kendileri, nefsleri
zulmen zulmederek
ve uluvven ve büyüklenerek
fenzur (fe unzur) o zaman, öyleyse bak
keyfe nasıl
kâne oldu
âkıbetu akıbetler, sonlar
el mufsidîne müfsitler, fesat çıkaranlar

Ve onu, yakîn (kesin) olarak bildikleri (inandıkları) halde, nefslerine zulmederek ve büyüklenerek bile bile inkâr ettiler. Öyleyse müfsitlerin (fesatçıların) akıbetlerinin nasıl olduğuna bak!

NEML SURESİ 14. Ayeti Ali Bulaç Meali

Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak.

Ali Bulaç