Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir.


فَمَكَثَ غَيْرَ بَعِيدٍ فَقَالَ أَحَطتُ بِمَا لَمْ تُحِطْ بِهِ وَجِئْتُكَ مِن سَبَإٍ بِنَبَإٍ يَقِينٍ ﴿٢٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe mekese gayre baîdin fe kâle ehattu bi mâ lem tuhıt bihî ve ci'tu-ke min sebein bi nebein yakînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe artık, böylece, bunun üzerine
mekese bekledi (geldi)
gayre baîdin uzak olmadan, çok geçmeden
fe o zaman, böylece, ve
kâle dedi
ehattu ihata ettim (öğrendim)
bi mâ şeyi
lem tuhıt sen ihata etmedin
bihî onu
ve ci'tu-ke ve sana getirdim
min sebein Seba'dan (Sebe’den) (Yemen'de bir bölge)
bi nebein bir haber
yakînin yakîn olan, kesin olan

Çok geçmeden geldi. Ve: "Senin ihata edemediğin bir şeyi, ben ihata ettim (öğrendim). Seba’dan sana yakîn (kesin) bir haber getirdim." dedi.

NEML SURESİ 22. Ayeti Diyanet İşleri (eski) Meali

(22-26) Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: 'Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur' dedi.

Diyanet İşleri (eski)