Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir.


الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ ﴿٣﴾


NEML SURESİ 3. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ellezîne yukîmûne es salâte ve yu'tûne ez zekâte ve hum bi el âhırati hum yûkınûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ellezîne ki onlar
yukîmûne ikame ederler
es salâte namaz
ve yu'tûne ve verirler
ez zekâte zekât
ve hum ve onlar
bi el âhırati ahirete
hum yûkınûne onlar yakîn (sahibi) olarak inanırlar

Onlar, namazı ikame ederler, zekâtı verirler ve onlar ki, onlar ahirete yakîn (sahibi) olarak inanırlar.

NEML SURESİ 3. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(2-3) Kur’an, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan mü’minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

Diyanet İşleri

O inananlara ki namazlarını kılarlar, zekâtlarını verirler ve onlardır âhirete adamakıllı inananlar.

Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar ki, namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

Adem Uğur

Onlar ki, salâtı (Allâh'a yöneliş ile mi'râcı yaşama) ikame ederler ve arınıp saflaşmak için varlıklarından verirler; işte onlar ölümsüz geleceklerine kesin yakîn elde etmişlerdir.

Ahmed Hulusi

Mü’minler, namazı adâbına riâyet ederek, aksatmadan âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, özellikle âhiretin varlığını delilleriyle, gerekçeleriyle bilerek kesinlikle inananlardır.

Ahmet Tekin

Onlar namazı kılarlar, zekatı verirler ve onlar ahirete kesin inanırlar.

Ahmet Varol

Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.

Ali Bulaç

O müminler ki, namazı gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler; âhireti ancak bunlar hakkıyla tasdik ederler.

Ali Fikri Yavuz

(2-3) Bunlar, namaz kilan, zekat veren ve ahirete de kesin olarak inanan muminlere dogruluk rehberi ve mujdedir.

Bekir Sadak

O mü'minler ki, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Âhiret'e kesinlikle inanırlar.

Celal Yıldırım

(2-3) Bunlar, namaz kılan, zekat veren ve ahirete de kesin olarak inanan müminlere doğruluk rehberi ve müjdedir.

Diyanet İşleri (eski)

(2-3) Namazı kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak iman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

Diyanet Vakfi

Onlar ki namazı gözetirler, zekatı verirler ve ahiret konusunda da kuşkuları yoktur.

Edip Yüksel

Ki namazı dürüst kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırette de onlar yakîn edinirler

Elmalılı Hamdi Yazır

ki namazı dürüst kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Ki o (müminler) namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Onlar namaz kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete kesinlikle inanırlar.

Seyyid Kutub

Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.

Gültekin Onan

(öyle mü'minler) ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Onlar âhirete kat'î kanaat edinenlerin de ta kendileridir.

Hasan Basri Çantay

(O mü’minler) o kimselerdir ki namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar âhirete gerçekten kat'î olarak inanırlar.

Hayrat Neşriyat

Onlar ki; namazı kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de yakınen inanırlar.

İbni Kesir

o inananlar ki, salatta devamlı ve duyarlıdırlar, arınmak için verirler ve ahirete de yürekten inanırlar!

Muhammed Esed

Öyle (mü'min) kimseler ki namazı doğruca kılarlar ve zekâtı verirler ve onlar ahirete de (evet onlar) kat'i surette inanırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete kesin olarak inanırlar.

Ömer Öngüt

Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

Şaban Piriş

O müminler ki namazı hakkıyla ifa eder, zekâtı verir ve âhirete kesin olarak iman ederler.

Suat Yıldırım

Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve âhirete de kesin olarak inanırlar.

Süleyman Ateş

Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman edenlerdir.

Tefhim-ul Kuran

O mü'minler ki, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Onlar âhirete de kesin şekilde inanmışlardır.

Ümit Şimşek

O müminler ki, namazı kılar, zekâtı verirler. Ve âhirete tam bir biçimde inananlar da onlardır.

Yaşar Nuri Öztürk

O mü'minler ki, namazlarına devamlı ve duyarlıdırlar, zekatlarını da verirler, ahirete de adamakıllı olarak inanırlar.

Abdullah Parlıyan

Onlar ki namazı kılarlar, zekâtı verirler ve âhirete de kesin olarak inanırlar.

Bayraktar Bayraklı

(2-3) O (Kur'an), namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahirete yürekten inanan mü'minler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.

Cemal Külünkoğlu

Onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve onlar, ahirete yakin edenlerdir.

Kadri Çelik

O mü’minler ki, namazı bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan kılarlar, malî sorumluluklarını tam olarak yerine getirirler ve Âhiret’e de şüphe götürmez bir kesinlikle iman ederler.

Ali Ünal

Onlar ki, namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

Harun Yıldırım

Onlar ki, namazı hakkını vererek kılarlar, arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli öderler; zira onlar, ahirete gönlü yatarak inananların ta kendisidirler.

Mustafa İslamoğlu

Onlar namazı kılıp gereğini yerine getirirler. Zekâtı verir (vermek için çalışıp kazanırlar) ve ahirete de kesin olarak inanırlar.

Sadık Türkmen

İnananlar namazlarını kılarlar, zekâtlarını verirler ve ahiret gününe de, en ufak bir tereddütleri ve şüpheleri olmadan inanırlar.

İlyas Yorulmaz

Onlar, namazı ikame ederler, zekâtı verirler ve onlar ki, onlar ahirete yakîn (sahibi) olarak inanırlar.

İmam İskender Ali Mihr