NEML SURESİ 40. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir.
قَالَ الَّذِي عِندَهُ عِلْمٌ مِّنَ الْكِتَابِ أَنَا آتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَن يَرْتَدَّ إِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَآهُ مُسْتَقِرًّا عِندَهُ قَالَ هَذَا مِن فَضْلِ رَبِّي لِيَبْلُوَنِي أَأَشْكُرُ أَمْ أَكْفُرُ وَمَن شَكَرَ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ رَبِّي غَنِيٌّ كَرِيمٌ ﴿٤٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(en yertedde ileyke tarfu-ke) fe lemmâ raâ-hu mustekırran inde-hu kâle hâzâ min fadlı rabbî li yebluve-nî e eşkur em ekfuru ve men şekere fe innemâ yeşkuru li nefsi-hi ve men kefere fe inne rabbî ganiyyun kerîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâle | dedi |
ellezî | ki o |
inde-hu | onun yanında |
ilmun | ilim |
min el kitâbi | kitaptan |
ene | ben |
âtî-ke | sana getiririm |
bi-hi | onu |
kable | önce |
en yertedde | eski haline dönmek |
ileyke | sana |
tarfu-ke
(en yertedde ileyke tarfu-ke) |
senin gözün, bakışın
: (bakışının sana dönmesi, gözünü kırpman, gözünü açıp kapaman) |
fe | bundan sonra, böylece |
lemmâ | olduğu zaman |
raâ-hu | onu gördü |
mustekırran | durur vaziyette, dururken |
inde-hu | onun önünde |
kâle | dedi |
hâzâ | bu |
min fadlı | fazlından, lutfundan |
rabbî | benim Rabbim |
li yebluve-nî | beni denemesi için, beni imtihan etmesi için |
e | mi? |
eşkur | şükredeceğim |
em | yoksa |
ekfuru | küfür edeceğim, nankörlük edeceğim |
ve men | ve kim |
şekere | şükretti |
fe | o zaman, böylece |
innemâ | sadece, yalnız |
yeşkuru | şükreder |
li | için |
nefsi-hi | onun nefsi, kendi nefsi |
ve men | ve kim |
kefere | küfretti, nankörlük etti |
fe | o zaman, o taktirde |
inne | muhakkak ki |
rabbî | benim Rabbim |
ganiyyun | ganidir |
kerîmun | kerimdir |
Kitaptan ilmi olan kişi (Hızır A.S): “Ben onu, sen gözünü açıp kapamadan önce sana getiririm.” dedi. (Süleyman A.S) böylece onun yanında (önünde) durduğunu görünce: “Bu Rabbimin bir fazlıdır (lütfudur), ben şükredecek miyim yoksa küfür (nankörlük) mü edeceğim diye beni imtihan etmek için.” dedi. Ve kim şükrederse sadece kendi nefsi için şükreder. Ve kim küfrederse o taktirde muhakkak ki benim Rabbim Gani'dir, Kerim'dir.
NEML SURESİ 40. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Yanında kitabdan bir ilim bulunan zât (Âsaf bin Berhıya): '(Senin) göz açıp kapaman (esnâsında, henüz nazarın) sana dönmeden önce, ben onu sana getiririm' dedi.(Süleymân) birden onu (o tahtı) yanına yerleşivermiş olarak görünce: 'Bu, Rabbimin bir lütfudur! Tâ ki şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni imtihân ediyor! Hâlbuki kim şükrederse, o takdirde ancak kendisi için şükreder; kim de nankörlük ederse, artık şübhesiz ki Rabbim, Ganî (hiçbir şeye muhtaç olmayan)dır, Kerîm (çok cömert olan)dır' dedi.
Hayrat Neşriyat