NEML SURESİ 41. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir.
قَالَ نَكِّرُوا لَهَا عَرْشَهَا نَنظُرْ أَتَهْتَدِي أَمْ تَكُونُ مِنَ الَّذِينَ لَا يَهْتَدُونَ ﴿٤١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
                                  kâle
                
                                  nekkirû
                
                                  lehâ
                
                                  arşa-hâ
                
                                  nenzur
                
                                  e
                
                                  tehtedî
                
                                  em
                
                                  tekûnu
                
                                  min
                
                                  ellezîne
                
                                  lâ yehtedûne
                
                                
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
                
                
                  
                  
                
                söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
| Kelime | Türkçe karşılığı | 
|---|---|
| kâle | dedi | 
| nekkirû | şeklini değiştirin | 
| lehâ | onun, onu | 
| arşa-hâ | onun tahtı | 
| nenzur | bakalım | 
| e | mi? | 
| tehtedî | hidayete erer, hidayete erecek | 
| em | veya, yoksa | 
| tekûnu | olur, olacak | 
| min | ...'den, ...'dan | 
| ellezîne | ki onlar | 
| lâ yehtedûne | hidayete ermeyenler | 
(Süleyman A.S): "Onun tahtının şeklini değiştirin. Bakalım hidayete erecek mi, yoksa hidayete ermeyenlerden mi olacak?" dedi.
NEML SURESİ 41. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Süleyman sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi O'nun tahtını tanınmaz hale getirin bakalım, tahtını tanıyıp bilebilecek mi veya doğru olan İslâm'ı bulabilecek mi, yoksa doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak?”
Abdullah Parlıyan
 Kuran Mealleri
                    Kuran Mealleri