NEML SURESİ 60. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Mekke döneminde inmiştir. 93 âyettir. Sûre, adını 18. âyette yer alan “en-Neml” kelimesinden almaktadır. Neml, karınca demektir.
أَمَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَأَنزَلَ لَكُم مِّنَ السَّمَاء مَاء فَأَنبَتْنَا بِهِ حَدَائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍ مَّا كَانَ لَكُمْ أَن تُنبِتُوا شَجَرَهَا أَإِلَهٌ مَّعَ اللَّهِ بَلْ هُمْ قَوْمٌ يَعْدِلُونَ ﴿٦٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
em
men
halaka
es semâvâti
ve el arda
ve enzele
lekum
min es semâi
mâen
fe
enbetnâ
bihî
hadâika
zâte
behcetin
mâ kâne
lekum
en tunbitû
şecere-hâ
e
ilâhun
meallâhi (mea allâhi)
bel hum
kavmun
ya'dilûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
em | yoksa ...?, veya |
men | kim, kimse |
halaka | yarattı |
es semâvâti | semalar, gökler |
ve el arda | ve arz, yeryüzü |
ve enzele | ve indirdi |
lekum | sizin için, size |
min es semâi | semadan, gökten |
mâen | su |
fe | böylece, öyle ki |
enbetnâ | bitirdik, yetiştirdik |
bihî | onunla |
hadâika | bahçeler |
zâte | sahip |
behcetin | güzel olan, güzel |
mâ kâne | olmadı |
lekum | sizin için |
en tunbitû | sizin yetiştirmeniz |
şecere-hâ | onun ağacı |
e | mi? |
ilâhun | bir ilâh |
meallâhi (mea allâhi) | Allah'la beraber |
bel hum | hayır onlar |
kavmun | bir kavim |
ya'dilûne | denk, eşit tutarlar |
Veya semaları ve yeryüzünü yaratan ve sizin için gökten su indiren mi? Böylece onunla güzel bahçeler yetiştirdik. Onun ağaçlarını dahi yetiştirmeniz sizin için (mümkün) olamaz. Allah ile beraber bir (başka) ilâh mı? Hayır, onlar (Allah’a başka bir ilâhı) denk tutan bir kavim.
NEML SURESİ 60. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Gökleri ve yeri yaratan, gökten, size su indiren mi hayırlı? O su ile, bir ağacını, bir otunu bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler yetiştirdik. Allah ile beraber bir başka ilâh olabilir mi? Doğrusu onlar, hak yoldan ayrılan, tevhidden uzaklaşan, Allah’a şirk koşmaya devam eden bir kavimdir.
Ahmet Tekin