NİSÂ SURESİ 100. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
وَمَن يُهَاجِرْ فِي سَبِيلِ اللّهِ يَجِدْ فِي الأَرْضِ مُرَاغَمًا كَثِيرًا وَسَعَةً وَمَن يَخْرُجْ مِن بَيْتِهِ مُهَاجِرًا إِلَى اللّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ يُدْرِكْهُ الْمَوْتُ فَقَدْ وَقَعَ أَجْرُهُ عَلى اللّهِ وَكَانَ اللّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا ﴿١٠٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve men | ve kim |
yuhâcir | hicret eder, göç eder |
fî | ...'da |
sebîli allâhi | Allah'ın yolu |
yecid | bulur |
fî el ardı | yeryüzünde |
murâgamen | hicret yerleri, göç edilecek yerler |
kesîran | bir çok |
seaten | geniş |
ve men | ve kim |
yahruc | çıkar |
min beyti-hî | kendi evinden, evinden |
muhâciran | muhacir , hicret eden, göç eden |
ilâ | ...'a |
allâhi | Allah |
ve resûli-hî | ve O'nun Resûl'ü, elçisi |
summe | sonra |
yudrik-hu | ona, kendisine yetişir, erişir |
el mevtu | ölüm |
fe | artık |
kad vakaa | olmuştur |
ecru-hu | onun ecri, karşılığı, mükâfatı |
alâ | ...'a |
allâhi | Allah |
ve kâne | ve oldu, idi, ...dır |
allâhu | Allah |
gafûran | gafur olan, mağfiret eden |
rahîmen | rahim olan, Rahim esması ile tecelli den |
Ve kim, Allah yolunda hicret (göç) ederse, yeryüzünde göç edilecek birçok geniş yer bulur. Ve kim, Allah ve O'nun elçisine hicret etmek için evinden çıkar, sonra da kendisine ölüm yetişirse, artık onun ecri (mükâfatı) Allah'a ait olmuştur. Ve Allah, Gafur’dur, Rahîm'dir.
NİSÂ SURESİ 100. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Kim Allah rızası için kötülük diyarını terkederse, yeryüzünde gidecek, barınacak bir çok yerler de bulur, bereketli hayat da bulur. Kim Allah ve Rasülü için göç etmek maksadıyla evinden çıkar da, kendisine ölüm yetişirse, onun mükafatı Allah katındadır. Çünkü Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhamet edendir.
Abdullah Parlıyan