NİSÂ SURESİ 114. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
لاَّ خَيْرَ فِي كَثِيرٍ مِّن نَّجْوَاهُمْ إِلاَّ مَنْ أَمَرَ بِصَدَقَةٍ أَوْ مَعْرُوفٍ أَوْ إِصْلاَحٍ بَيْنَ النَّاسِ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ ابْتَغَاء مَرْضَاتِ اللّهِ فَسَوْفَ نُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا ﴿١١٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
lâ hayra
fî kesîrin
min necvâ-hum
illâ
men
emera
bi sadakatin
ev
ma'rûfin
ev
ıslâhın
beyne
en nâsi
ve men
yef'al
zâlike
ibtigâe
mardâti
allâhi
fe
sevfe
nu'tî-hi
ecran
azîmen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lâ hayra | hayır yoktur |
fî kesîrin | çoğunda |
min necvâ-hum | onların gizli konuşmalarından |
illâ | ...'den başka, hariç |
men | kim, kimse |
emera | emretti |
bi sadakatin | sadakayı |
ev | veya |
ma'rûfin | irfan, iyilik |
ev | veya |
ıslâhın | ıslah etme, düzeltme |
beyne | arası |
en nâsi | insanlar |
ve men | ve kim |
yef'al | yapar |
zâlike | işte bu, bu, bunlar |
ibtigâe | istedi |
mardâti | rıza |
allâhi | Allah |
fe | o taktirde |
sevfe | olacak |
nu'tî-hi | ona veririz, vereceğiz |
ecran | ecir, karşılık, mükâfat |
azîmen | büyük |
Onların gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak “sadaka vermeyi veya iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi” emreden kimsenin konuşması hariç. Ve kim Allah rızasını istemek için bunları yaparsa, o taktirde ona “büyük mükâfat” vereceğiz.
NİSÂ SURESİ 114. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Onların gizlice konuşmalarının birçoğunda bir hayır yoktur. Bir sadaka verilmesiyle veya iyi bir iş yapılmasıyla veya nâsın arasını ıslah etmek ile emreden kimsenin böyle konuşması müstesna. Ve her kim Allah Teâlâ'nın rızasını taleb ederek bunu yaparsa Biz ona elbette çok büyük bir mükâfaat vereceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen