Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلاَلاً بَعِيدًا ﴿١١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne allâhe lâ yagfiru en yuşrake bi-hî ve yagfiru mâ dûne zâlike li men yeşâu ve men yuşrik billâhi (bi Allahi) fe kad dalle dalâlen baîdan
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne muhakkak
allâhe Allah
lâ yagfiru affetmez, bağışlamaz, mağfiret etmez
en yuşrake ortak, şirk koşmak
bi-hî ona, kendisine
ve yagfiru ve affeder, bağışlar, mağfiret eder
mâ dûne dışındak şeyler, başka
zâlike işte bu, bu, bunlar
li men kimse için, kimseyi
yeşâu diler
ve men ve kim
yuşrik ortak koşar
billâhi (bi Allahi) Allah'a
fe artık, o taktirde
kad olmuştur
dalle dalâlette oldu, saptı
dalâlen dalâlet, sapıklık
baîdan uzak

Muhakkak ki Allah, kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışındaki şeyleri ise, dilediği kimse için mağfiret eder. Ve kim Allah'a şirk koşarsa, o taktirde o, uzak bir dalâletle sapmıştır.

NİSÂ SURESİ 116. Ayeti Ali Bulaç Meali

Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.

Ali Bulaç