NİSÂ SURESİ 12. Ayeti Muhammed Esed Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
وَلَكُمْ نِصْفُ مَا تَرَكَ أَزْوَاجُكُمْ إِن لَّمْ يَكُن لَّهُنَّ وَلَدٌ فَإِن كَانَ لَهُنَّ وَلَدٌ فَلَكُمُ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْنَ مِن بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصِينَ بِهَا أَوْ دَيْنٍ وَلَهُنَّ الرُّبُعُ مِمَّا تَرَكْتُمْ إِن لَّمْ يَكُن لَّكُمْ وَلَدٌ فَإِن كَانَ لَكُمْ وَلَدٌ فَلَهُنَّ الثُّمُنُ مِمَّا تَرَكْتُم مِّن بَعْدِ وَصِيَّةٍ تُوصُونَ بِهَا أَوْ دَيْنٍ وَإِن كَانَ رَجُلٌ يُورَثُ كَلاَلَةً أَو امْرَأَةٌ وَلَهُ أَخٌ أَوْ أُخْتٌ فَلِكُلِّ وَاحِدٍ مِّنْهُمَا السُّدُسُ فَإِن كَانُوَاْ أَكْثَرَ مِن ذَلِكَ فَهُمْ شُرَكَاء فِي الثُّلُثِ مِن بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصَى بِهَآ أَوْ دَيْنٍ غَيْرَ مُضَآرٍّ وَصِيَّةً مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَلِيمٌ ﴿١٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lekum | ve sizin |
nısfu | yarısı |
mâ terake | bırakılan şeyler |
ezvâcu-kum | sizin eşleriniz |
in | eğer, ise |
lem yekun | olmadı (yok) |
lehunne | onların (kadınların) |
veledun | veled, çocuk |
fe | fakat |
in kâne | eğer, ... oldu ise, ... ise (varsa) |
lehunne | onların (kadınların) |
veledun | veled, çocuk |
fe lekum | o zaman sizindir |
er rubuu | dörtte bir |
mimmâ (min mâ ) | şeyden, şeylerden |
terakne | bıraktı |
min ba'di | sonradan, sonra |
vasıyyetin | vasiyet |
yûsîne | vasiyet yerine getirilir |
bi-hâ | onunla |
ev | veya (ve de) |
deynin | borç |
ve lehunne | ve onların (kadınların) |
er rubuu | dörtte bir |
mimmâ (min mâ ) | şeyden, şeylerden |
teraktum | siz bıraktınız |
in | eğer, ise |
lem yekun | olmadı (yok) |
lekum | sizin |
veledun | veled, çocuk |
fe | fakat |
in kâne | eğer, ... oldu ise, ... ise (varsa) |
lekum | sizin |
veledun | veled, çocuk |
fe lehunne | o zaman, o taktirde onlarındır (kadınlarındır) |
es sumunu | sekizde bir |
mimmâ (min mâ ) | şeyden, şeylerden |
teraktum | siz bıraktınız |
min ba'di | sonradan, sonra |
vasıyyetin | vasiyet |
tûsûne | vasiyet edersiniz |
bi-hâ | onunla |
ev | veya |
deynin | borç |
ve in kâne | ve eğer, ... oldu ise, ... ise (varsa) |
raculun | erkek |
yûrasu | miras bırakılır |
kelâleten | kişinin evlâdı veya anne ve babası olmaması (kardeşi, dayısı veya amcası gibi ikinci derece yakınların olması) |
ev | veya |
imraetun | kadın?, hanımı |
ve lehu | ve onun |
ahun | erkek kardeş |
ev | veya |
uhtun | kız kardeş |
fe | o zaman, o taktirde |
li kulli vâhidin | her biri için |
min humâ | ikisinden |
es sudusu | altıda bir |
fe | o zaman, o taktirde |
in kânû | eğer, ... oldu ise, ... ise (varsa) |
eksera | daha çok |
min zâlike | bundan |
fe hum | o zaman onlar |
şurakâu | ortaklar |
fî es sulusi | üçte birinde, üçte birine |
min ba'di | sonradan, sonra |
vasiyyetin | vasiyet |
yûsâ | vasiyet yerine getirilir |
bi-hâ | onunla |
ev | veya |
deynin | borç |
gayra | olmaksızın |
mudârrin | zarar verici, darlığa düşürücü |
vasıyyeten | vasiyet, emir |
min allâhi | Allah'tan, Allah tarafından |
ve allâhu | ve Allah |
alîmun | alim, en iyi bilen |
halîmun | halîm |
Ve eğer eşlerinizin (kadınlarınızın) çocukları yoksa, onların bıraktıklarının yarısı sizindir. Fakat eğer onların (kadınların) çocukları varsa o zaman dörtte biri sizindir. (Bunlar) yapılan vasiyet veya (üzerindeki) borç ödendikten sonradır. Ve eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (kadınlarındır), fakat eğer çocuğunuz varsa o taktirde bıraktığınızın sekizde biri onlarındır (kadınlarındır). Bu da yaptığınız vasiyet veya borç (ödendikten) sonradır. Ve eğer miras bırakan erkek veya kadının evlâdı ve ana-babası olmayıp, erkek veya kızkardeşi varsa, bu taktirde ikisinden herbiri için altıda biridir. Fakat eğer bundan daha fazla iseler, o zaman onlar üçte bire ortaktırlar. Bunlar (kimseyi ) darlığa düşürmeden yapılan vasiyet ve de borç ödendikten sonradır. (İşte bunlar), (size) Allah tarafından vasiyettir. Ve Allah Alîm'dir, Halîm'dir.
NİSÂ SURESİ 12. Ayeti Muhammed Esed Meali
Çocukları olmayan kadınlarınızın terekelerinin yarısı sizin olacaktır; ama bir çocuk bıraktılarsa, yapmış oldukları vasiyet veya (ödemek zorunda oldukları) borçları (düşüldük)ten sonra terekelerinin dörtte-birini alacaksınız. Eğer çocuğunuz yoksa, dul zevceleriniz, terekenizin dörtte-birini alacaktır; ama eğer geride çocuğunuz varsa, yapmış olduğunuz vasiyet veya (ödemek zorunda olduğunuz) borçlar düşüldükten sonra terekenizin sekizde-birine sahip olacaklardır. Eğer kadın veya erkek, birinci dereceden bir mirasçıya sahip değilse, ama bir erkek veya kız kardeşi varsa, bunların her birine altıda-bir düşer; ama ikiden fazla kişi varsa, o zaman, yapılmış olan vasiyetler veya (ödenmekle yükümlü olunan) borçlar (düşüldük)ten sonra (kalan mirasın) üçte-birini alacaklardır. Bu her iki durumda da (mirasçılar) bir zarara uğratılmamalıdır. (Bu), Allah'ın bir emri(dir); ve Allah, her şeyi bilendir, halimdir.
Muhammed Esed