Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَلَقَدْ وَصَّيْنَا الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَإِيَّاكُمْ أَنِ اتَّقُواْ اللّهَ وَإِن تَكْفُرُواْ فَإِنَّ لِلّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ غَنِيًّا حَمِيدًا ﴿١٣١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve li allâhi fî es semâvâti ve mâ fî el ardı ve lekad vassaynâ ellezîne ûtû el kitâbe min kabli-kum ve iyyâ-kum en itteku allâhe ve in tekfurû fe inne li allâhi fî es semâvâti ve mâ fî el ardı ve kâne allâhu ganiyyen hamîden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve li allâhi ve Allah'ın, Allah'a ait
şey, şeyler, olanlar
fî es semâvâti semâlarda, göklerde
ve mâ ve şey, şeyler, olanlar
fî el ardı arzda, yeryüzünde, yerde
ve lekad ve and olsun
vassaynâ vasiyet ettik, farz kıldık
ellezîne onlar, olanlar
ûtû verilenler
el kitâbe kitap
min kabli-kum sizden önce
ve iyyâ-kum ve sizlere
en itteku takva sahibi olma
allâhe Allah
ve in ve eğer, şayet, olsa, olsa bile, ise
tekfurû küfrederseniz, inkâr edersiniz
fe halbuki, oysa, olsa bile
inne muhakkak, gerçekten
li allâhi Allah'ın
şey, şeyler, olanlar
fî es semâvâti semalarda, göklerde
ve mâ ve şey, şeyler, olanlar
fî el ardı arzda, yeryüzünde, yerde
ve kâne ve oldu, ...dır
allâhu Allah
ganiyyen gani, zengin (hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeye sahip olan)
hamîden hamd edilen, övgü ve hamde layık olan

Ve göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) Allah’ındır ve andolsun ki Biz, sizden önce kitap verilenlere de, sizlere de “Allah’a karşı takva sahibi olmalarını” vasiyet ettik (farz kıldık). Ve şayet siz inkâr etseniz bile, muhakkak ki göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) Allah’ındır. Ve Allah, Gani’dir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur), Hamîd’dir (övgü ve hamde lâyık olandır).

NİSÂ SURESİ 131. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Andolsun ki, sizden önce kendilerine verilen kutsal kitaplardaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulanlara ve size:
'Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun' diye tekrar tekrar tavsiye ettik. Eğer kulluk sözleşmenizdeki ortak taahhütlerinizi, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincinizi şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile nankörlük eder, Allahı tanımazlıktan gelirseniz, Allah’a zarar veremezsiniz, bilin ki, göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar tamamen Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Allah size muhtaç olmayacak kadar zengindir. Ziyadesiyle övgüye, şükre lâyıktır.

Ahmet Tekin