NİSÂ SURESİ 131. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَلَقَدْ وَصَّيْنَا الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَإِيَّاكُمْ أَنِ اتَّقُواْ اللّهَ وَإِن تَكْفُرُواْ فَإِنَّ لِلّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ غَنِيًّا حَمِيدًا ﴿١٣١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve li allâhi | ve Allah'ın, Allah'a ait |
mâ | şey, şeyler, olanlar |
fî es semâvâti | semâlarda, göklerde |
ve mâ | ve şey, şeyler, olanlar |
fî el ardı | arzda, yeryüzünde, yerde |
ve lekad | ve and olsun |
vassaynâ | vasiyet ettik, farz kıldık |
ellezîne | onlar, olanlar |
ûtû | verilenler |
el kitâbe | kitap |
min kabli-kum | sizden önce |
ve iyyâ-kum | ve sizlere |
en itteku | takva sahibi olma |
allâhe | Allah |
ve in | ve eğer, şayet, olsa, olsa bile, ise |
tekfurû | küfrederseniz, inkâr edersiniz |
fe | halbuki, oysa, olsa bile |
inne | muhakkak, gerçekten |
li allâhi | Allah'ın |
mâ | şey, şeyler, olanlar |
fî es semâvâti | semalarda, göklerde |
ve mâ | ve şey, şeyler, olanlar |
fî el ardı | arzda, yeryüzünde, yerde |
ve kâne | ve oldu, ...dır |
allâhu | Allah |
ganiyyen | gani, zengin (hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeye sahip olan) |
hamîden | hamd edilen, övgü ve hamde layık olan |
Ve göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) Allah’ındır ve andolsun ki Biz, sizden önce kitap verilenlere de, sizlere de “Allah’a karşı takva sahibi olmalarını” vasiyet ettik (farz kıldık). Ve şayet siz inkâr etseniz bile, muhakkak ki göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) Allah’ındır. Ve Allah, Gani’dir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur), Hamîd’dir (övgü ve hamde lâyık olandır).
NİSÂ SURESİ 131. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ın mülküdür. Biz gerçekten, hem sizden önce Ehl-i kitaba, hem de size, Allah’a karşı gelmekten sakınmanızı emrettik. Eğer inkâra sapıp nankörlük ederseniz bilesiniz ki göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah ganidir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün övgülere lâyık olan O’dur).
Suat Yıldırım