NİSÂ SURESİ 146. Ayeti Muhammed Esed Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
إِلاَّ الَّذِينَ تَابُواْ وَأَصْلَحُواْ وَاعْتَصَمُواْ بِاللّهِ وَأَخْلَصُواْ دِينَهُمْ لِلّهِ فَأُوْلَئِكَ مَعَ الْمُؤْمِنِينَ وَسَوْفَ يُؤْتِ اللّهُ الْمُؤْمِنِينَ أَجْرًا عَظِيمًا ﴿١٤٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
illâ
ellezîne
tâbû
ve aslehû
ve ı'tesamû
bi allâhi
ve ahlesû
dîne-hum
li allâhi
fe
ulâike
mea
el mu'minîne
ve sevfe
yu'ti
allâhu
el mu'minîne
ecran
azîmen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
illâ | ...’den başka, hariç |
ellezîne | onlar, ... olanlar |
tâbû | tövbe ettiler |
ve aslehû | ve nefsini ıslâh ettiler, nefs tezkiyesi yaptılar |
ve ı'tesamû | ve tutunup sarıldılar |
bi allâhi | Allah'a |
ve ahlesû | ve halis kıldılar |
dîne-hum | onların dînleri, dînleri |
li allâhi | Allah'a, Allah için |
fe | işte |
ulâike | işte onlar |
mea | beraber |
el mu'minîne | mü'minler |
ve sevfe | ve yakında |
yu'ti | verecek |
allâhu | Allah |
el mu'minîne | mü'minler |
ecran | ecr, karşılık, mükâfat |
azîmen | azîm, büyük |
Tövbe edenler ve nefsini ıslâh edenler (nefs tezkiyesi yapanlar), Allah'a sarılanlar ve dînlerini Allah için halis kılanlar hariç. İşte onlar, mü'minlerle beraberdirler. Ve Allah, yakında mü'minlere “büyük ecir (mükâfat)” verecektir.
NİSÂ SURESİ 146. Ayeti Muhammed Esed Meali
Ancak tevbe edenler, dürüst ve erdemlice yaşayanlar, Allaha sımsıkı sarılanlar ve yalnız Ona yürekten inanıp bağlananlar hariç: Zira bunlar müminlerle birlikte olacaklardır ve zamanı geldiğinde Allah bütün müminlere büyük bir mükafat bahşedecektir.
Muhammed Esed