NİSÂ SURESİ 153. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
يَسْأَلُكَ أَهْلُ الْكِتَابِ أَن تُنَزِّلَ عَلَيْهِمْ كِتَابًا مِّنَ السَّمَاء فَقَدْ سَأَلُواْ مُوسَى أَكْبَرَ مِن ذَلِكَ فَقَالُواْ أَرِنَا اللّهِ جَهْرَةً فَأَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ بِظُلْمِهِمْ ثُمَّ اتَّخَذُواْ الْعِجْلَ مِن بَعْدِ مَا جَاءتْهُمُ الْبَيِّنَاتُ فَعَفَوْنَا عَن ذَلِكَ وَآتَيْنَا مُوسَى سُلْطَانًا مُّبِينًا ﴿١٥٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yes'elu-ke | senden istiyorlar |
ehlu el kitâbi | Kitap ehli |
en tunezzile | indirmeni |
aleyhim | onlara |
kitâben | bir Kitap |
min es semâi | semâdan , gökten |
fe kad | o zaman, halbuki, oysa ... olmuştu |
seelû | istediler |
mûsâ | Hz.Musa |
ekbere | daha büyük |
min | ...'den |
zâlike | işte bu, bu |
fe | o halde, o zaman, o takdirde |
kâlû | dediler |
eri-nâ | bize göster |
allâhe | Allah |
cehraten | açıkça |
fe | bunun üzerine |
ehazet-hum | onları yakaladı, helâk etti |
es sâikatu | yıldırım |
bi zulmi-him | zulümlerinden dolayı |
summe | sonra, ardından |
ittehazû | edindiler |
el ıcle | buzağı |
min ba'di | sonra |
mâ | şey, şeyler |
câet-hum | onlara geldi |
el beyyinâtu | beyyineler, belgeler, açık deliller, açık mucizeler |
fe | buna rağmen, o halde, o zaman, o takdirde |
afevnâ | biz affettik |
an zâlike | bundan |
ve âteynâ | ve biz verdik |
mûsâ | Hz.Musa |
sultânen | sultan, yetki, güç, delil |
mubînen | apaçık |
Kitap ehli senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Oysa Hz. Musa’dan, bundan daha da büyüğünü istemişler, “O halde, bize Allah’ı açıkça göster.” demişlerdi. Bunun üzerine, zulümlerinden dolayı onları yıldırım yakaladı (helâk etti). Ardından kendilerine belgeler (açık mucizeler) geldikten sonra da buzağıyı (ilâh) edindiler. Buna rağmen, onları bundan (bu suçlarından dolayı) affettik ve Hz. Musa’ya “apaçık sultan (güç ve delil)” verdik.
NİSÂ SURESİ 153. Ayeti Ali Ünal Meali
Kitap Ehli kalkmış şimdi de, (peygamberliğini ispat için) senden üzerlerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. (Ey Rasûlüm, onların bu isteklerini çok görme!) Nitekim daha önce Musa’dan bundan da ötesini istemişler ve “Allah’ı bize apaçık göster!” demişlerdi de, bu zulümleri sebebiyle yıldırım çarpmışçasına gelen o dehşetli sarsıntı kendilerini yakalayıvermişti. Sadece bu değildi yaptıkları: kendilerine (gerçeği gösteren) apaçık deliller gelmiş (ve pek çok mucize de gösterilmiş) olmasına rağmen, tuttular (süs eşyalarından bir buzağı yapıp) onu ilâh edindiler; fakat Biz (hepsini helâk etmeyip, tevbelerini ve keffaretlerini kabulle) bu yaptıklarından da geçiverdik. Ve Musa’ya (Kitap ve Furkan verip,) apaçık bir delil, nüfuz ve hakimiyet bahşettik.
Ali Ünal