NİSÂ SURESİ 162. Ayeti Muhammed Esed Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
لَّكِنِ الرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ مِنْهُمْ وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَا أُنزِلَ إِلَيكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ وَالْمُقِيمِينَ الصَّلاَةَ وَالْمُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالْمُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أُوْلَئِكَ سَنُؤْتِيهِمْ أَجْرًا عَظِيمًا ﴿١٦٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lâkin | lakin, fakat |
er râsihûne | râsihunlar, bir konuda derinleşmiş olanlar |
fî el ilmi | ilimde |
min-hum | onlardan |
ve el mu'minûne | ve mü'minler, îmân edenler |
yu'minûne | îmân ederler |
bi mâ | şeye |
unzile | indirilen |
ileyke | sana |
ve mâ | ve şey |
unzile | indirildi |
min kabli-ke | senden önce |
ve el mukîmîne | ve ikame edenler, yerine getirenler |
es salâte | namaz |
ve el mu'tûne | ve verenler |
ez zekâte | zekât |
ve el mu'minûne | ve mü'minler, îmân edenler |
bi allâhi | Allah'a |
ve el yevmi el âhiri | ve son gün, kıyâmet günü |
ulâike | işte onlar |
se nu'tî-him | ileride, yakında onlara vereceğiz |
ecran | ecir, mükâfat |
azîmen | azim, büyük, çok büyük |
Fakat, onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Ve namazı ikame edenler, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte onlara “büyük ecir” vereceğiz.
NİSÂ SURESİ 162. Ayeti Muhammed Esed Meali
İçlerinden bilgide derinleşmiş olanlara, sana ve senden öncekilere indirilmiş olana iman edenlere, (özellikle) namazlarında dikkatli ve devamlı olanlara, karşılık beklemeden harcayanlara, Allaha ve Ahiret Gününe inananlara gelince; işte Biz, bunlara büyük bir mükafat bahşedeceğiz.
Muhammed Esed