NİSÂ SURESİ 163. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِن بَعْدِهِ وَأَوْحَيْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإْسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطِ وَعِيسَى وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا ﴿١٦٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
innâ
evhaynâ
ileyke
kemâ
evhaynâ
ilâ nûhin
ve en nebiyyîne
min ba'di-hî
ve evhaynâ
ilâ ibrâhîme
ve ismâîle
ve ishâka
ve ya'kûbe
ve el esbâti
ve îsâ
ve eyyûbe
ve yûnuse
ve hârûne
ve suleymâne
ve âteynâ
dâvûde
zebûran
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
innâ | muhakkak ki biz |
evhaynâ | biz vahyettik |
ileyke | sana |
kemâ | gibi |
evhaynâ | biz vahyettik |
ilâ nûhin | Hz.Nuh'a |
ve en nebiyyîne | ve nebiler, peygamberler |
min ba'di-hî | ondan sonra |
ve evhaynâ | ve biz vahyettik |
ilâ ibrâhîme | Hz. İbrâhîm'e |
ve ismâîle | ve Hz. İsmail |
ve ishâka | ve Hz. İshak |
ve ya'kûbe | ve Hz. Yakub |
ve el esbâti | ve (oğullar), torunlar |
ve îsâ | ve Hz. İsa'ya |
ve eyyûbe | ve Hz. Eyyüb |
ve yûnuse | ve Hz. Yunus |
ve hârûne | ve Hz. Harun |
ve suleymâne | ve Hz. Süleyman |
ve âteynâ | ve biz verdik |
dâvûde | Hz. Davud |
zebûran | Zebur |
Muhakkak ki Biz, Hz. Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve Hz.İbrâhîm'e, Hz.İsmail'e, Hz.İshak'a, Hz.Yâkub ve torunlarına, Hz.İsa'ya, Hz.Eyub'a, Hz.Yunus'a, Hz.Harun'a ve Hz.Süleyman'a da vahyettik. Ve Hz.Davud'a Zebur'u verdik.
NİSÂ SURESİ 163. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali
Nuh'a, ondan sonra gelen peygamberlere, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettiğimiz gibi, şüphesiz sana da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.
Cemal Külünkoğlu