Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لاَ تَغْلُواْ فِي دِينِكُمْ وَلاَ تَقُولُواْ عَلَى اللّهِ إِلاَّ الْحَقِّ إِنَّمَا الْمَسِيحُ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ اللّهِ وَكَلِمَتُهُ أَلْقَاهَا إِلَى مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِّنْهُ فَآمِنُواْ بِاللّهِ وَرُسُلِهِ وَلاَ تَقُولُواْ ثَلاَثَةٌ انتَهُواْ خَيْرًا لَّكُمْ إِنَّمَا اللّهُ إِلَهٌ وَاحِدٌ سُبْحَانَهُ أَن يَكُونَ لَهُ وَلَدٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَات وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَفَى بِاللّهِ وَكِيلاً ﴿١٧١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ehle el kitâbi lâ taglû dîni-kum ve lâ tekûlû alâ allâhi illâ el hakka innemâ el mesîhu îsâ ibnu meryeme resûlu allâhi ve kelimetu-hu elkâ-hâ ilâ meryeme ve rûhun min-hu fe âminû bi allâhi ve rusuli-hî ve lâ tekûlû selâsetun intehû hayran lekum innemâ allâhu ilâhun vâhidun subhâne-hû en yekûne lehu veledun lehu fî es semâvâti fî el ardı ve kefâ bi allâhi vekîlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ey
ehle ehil, sahip
el kitâbi Kitap
lâ taglû haddi aşmayın
hakkında, ...'da
dîni-kum sizin dîniniz, dîniniz
ve ve
lâ tekûlû demeyin, söylemeyin
alâ allâhi Allah'a karşı
illâ ...'den başka, hariç
el hakka hakk, gerçek, doğru olan
innemâ ancak, sadece
el mesîhu Mesih (Hz. İsa)
îsâ ibnu meryeme Meryem'in oğlu İsa
resûlu Resûl
allâhi Allah
ve kelimetu-hu ve onun kelimesi
elkâ-hâ ona ilka etti, gönderdi
ilâ meryeme Hz. Meryem'e
ve rûhun ve Ruh'tur
min-hu ondan, kendisinden
fe artık, öyleyse
âminû îmân edin
bi allâhi Allah'a
ve rusuli-hî ve onun resûlleri
ve lâ tekûlû ve demeyin, söylemeyin
selâsetun üçtür
intehû vazgeçin, sona erdirin
hayran hayırlı
lekum sizin için
innemâ ancak, sadece
allâhu Allah
ilâhun ilâh
vâhidun tek
subhâne-hû Onu tenzih edin
en yekûne olmak, olması
lehu onun
veledun çocuk
lehu onun
şey, şeyler, olanlar
fî es semâvâti semâlarda, göklerde
şey, şeyler, olanlar
fî el ardı arzda, yeryüzünde, yerde
ve kefâ bi ve kâfi, yeter
allâhi Allah
vekîlen vekil olarak

Ey kitab ehli! Dîniniz hakkında haddi aşmayın! Allah'a karşı haktan (doğrudan, gerçekten) başka bir şey söylemeyin. Mesih İsa, Meryem'in oğludur ve sadece Allah'ın Resûl'ü ve O'nun kelimesidir. (Ruh'ûl Kudüs) Onu Meryem'e ilka etti ve o, Kendisinden (Ruh'ûl Kudüs'den) bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve O’nun resûllerine îmân edin! Ve “Üçtür.” demeyin (baba Allah, oğul Allah ve Ruh'ûl Kudüs diye üç Allah vardır demeyin), vazgeçin, sizin için hayırlıdır. Allah sadece tek ilâhtır. O’nu, “çocuk sahibi olmaktan” tenzih edin. Göklerde ve yeryüzünde olanlar (herşey) O'nundur. Ve vekil olarak Allah yeter.

NİSÂ SURESİ 171. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar. . . Dininizde ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın. . . Allâh üzerine Hak olmayanı söylemeyin. . . Meryemoğlu İsa Mesih, yalnızca Allâh Rasûlü ve O'nun Kelimesi'dir. . . Onu Meryem'e ilka etmiştir ve kendinden (El Esmâ ül Hüsnâ'sından) bir mânâdır (ruhtur). . . O hâlde Esmâ'sıyla her şeyin hakikati olan Allâh'a ve Rasûllerine iman edin. . . "Üçtür" (baba - oğul - kutsal ruh) demeyin! Sizin hayrınıza olarak (buna) son verin. . . Allâh ancak İlâh'un Vahid'dir (Tek Ulûhiyet sahibidir). . . Subhandır "HÛ", çocuk sahibi olma kavramından! Semâlar ve arzda ne varsa O'nun içindir. . . Vekiyl olarak Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh yeterlidir.

Ahmed Hulusi