NİSÂ SURESİ 18. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ حَتَّى إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ إِنِّي تُبْتُ الآنَ وَلاَ الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُوْلَئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا ﴿١٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
                                  ve leyset(i)
                
                                  et tevbetu
                
                                  li ellezîne
                
                                  ya'melûne
                
                                  es seyyiâti
                
                                  hattâ
                
                                  izâ
                
                                  hadara
                
                                  ehade- hum
                
                                  el mevtu
                
                                  kâle
                
                                  innî
                
                                  tubtu
                
                                  el'âne
                
                                  ve lâ ellezîne
                
                                  yemûtûne
                
                                  ve hum
                
                                  kuffârun
                
                                  ulâike
                
                                  a'tednâ
                
                                  lehum
                
                                  azâben
                
                                  elîmen
                
                                
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
                
                
                  
                  
                
                söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
| Kelime | Türkçe karşılığı | 
|---|---|
| ve leyset(i) | ve değil | 
| et tevbetu | tövbe | 
| li ellezîne | onların | 
| ya'melûne | yapıyorlar | 
| es seyyiâti | kötülük | 
| hattâ | ... oluncaya kadar | 
| izâ | olduğu zaman | 
| hadara | hazır oldu (geldi) | 
| ehade- hum | onların birine, kendilerine | 
| el mevtu | ölüm | 
| kâle | dedi | 
| innî | muhakkak ki ben, gerçekten ben | 
| tubtu | tövbe ettim | 
| el'âne | şimdi | 
| ve lâ ellezîne | ve onlara olmaz, onlar için değildir | 
| yemûtûne | ölürler | 
| ve hum | ve onlar | 
| kuffârun | kâfirler olarak | 
| ulâike | işte onlar | 
| a'tednâ | biz hazırladık | 
| lehum | onlar için, onlara | 
| azâben | azap | 
| elîmen | elîm, acı | 
Ve onlardan birine (kendilerine) ölüm gelinceye kadar seyyiat işleyenlerden (kötülük yapanlardan), “Gerçekten ben, şimdi tövbe ettim.” diyen birinin tövbesi, tövbe değildir. Ve kâfir olarak ölenlerin tövbesi de (tövbe değildir). İşte onlar, onlar için "elim azap" hazırladık.
NİSÂ SURESİ 18. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, "işte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık.
Yaşar Nuri Öztürk
 Kuran Mealleri
                    Kuran Mealleri