Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


وَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ مِنكُمْ طَوْلاً أَن يَنكِحَ الْمُحْصَنَاتِ الْمُؤْمِنَاتِ فَمِن مِّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُم مِّن فَتَيَاتِكُمُ الْمُؤْمِنَاتِ وَاللّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِكُمْ بَعْضُكُم مِّن بَعْضٍ فَانكِحُوهُنَّ بِإِذْنِ أَهْلِهِنَّ وَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ مُحْصَنَاتٍ غَيْرَ مُسَافِحَاتٍ وَلاَ مُتَّخِذَاتِ أَخْدَانٍ فَإِذَا أُحْصِنَّ فَإِنْ أَتَيْنَ بِفَاحِشَةٍ فَعَلَيْهِنَّ نِصْفُ مَا عَلَى الْمُحْصَنَاتِ مِنَ الْعَذَابِ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ الْعَنَتَ مِنْكُمْ وَأَن تَصْبِرُواْ خَيْرٌ لَّكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٢٥﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve men lem yestetı' min-kum tavlen en yenkıha el muhsanâti el mu'minâti fe min mâ meleket eymânu-kum min feteyâti-kum el mu'minâti ve allâhu a'lemu bi îmâni-kum ba'du-kum min ba'dın fenkihûhunne (fe inkihû-hunne) bi izni ehli-hinne ve âtû-hunne ucûre-hunne bi el ma'rûfi muhsanâtin gayra musâfihâtin ve lâ muttehızâti ahdânin fe izâ uhsinne fe in eteyne bi fâhışetin fe aleyhinne nısfu mâ alâ el muhsanâti min el azâbi zâlike li men haşiye el anete min-kum ve en tasbirû hayrun lekum ve allâhu gafûrun rahîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve men ve kim, kimin
lem yestetı' gücü yetmez
min-kum sizden, içinizden
tavlen güç, bolluk, zenginlik
en yenkıha nikâh yapmak
el muhsanâti iffetli, namuslu, hür kadınlar
el mu'minâti mü'min kadınlar
fe o zaman
min mâ meleket sahip olunanlardan
eymânu-kum elinizin altında olan (cariyeleriniz)
min feteyâti-kum sizin genç cariyelerinizden
el mu'minâti mü'min kadınlar
ve allâhu ve Allah
a'lemu en iyi bilen
bi îmâni-kum sizin imânınızı
ba'du-kum sizin bazınız, bir kısmınız
min ba'dın bazısından, bir kısmından (birbirinizden)
fenkihûhunne (fe inkihû-hunne) öyle ise onları nikâhlayın
bi izni izni ile
ehli-hinne onların sahipleri, aileleri
ve âtû-hunne ve onlara verin
ucûre-hunne onların ücretlerini (mehirlerini)
bi el ma'rûfi ma'rufla, iyilikle, örf ve adete uygun olarak
muhsanâtin iffetliler, namuslu kadınlar
gayra olmaksızın
musâfihâtin zina etmek
ve lâ muttehızâti ittehaz etmeyenler, edinmeyenler
ahdânin gizli dostlar, metresler
fe fakat
izâ uhsinne evlendirildiği zaman
fe öyle, olduğu halde
in eteyne eğer gelirlerse (yaparlarsa)
bi fâhışetin zina, fuhuş, kötülük
fe aleyhinne o taktirde onlara
nısfu yarısını
mâ alâ ...'a olan şey
el muhsanâti evli kadınlar
min el azâbi azaptan
zâlike işte bu
li men haşiye korkan kimse için
el anete sıkıntı, fücur, günah
min-kum sizden, içinizden
ve ve
en tasbirû sabretmeniz
hayrun daha hayırlı
lekum sizin için
ve allâhu ve Allah
gafûrun gafûrdur, mağfiret edendir
rahîmun rahîmdir

Ve içinizden kimin, mü'min ve hür kadınlarla nikâh yapmaya (evlenmeye) gücü yetmezse, o zaman ellerinizin altında bulunan genç mü'min cariyelerinizden (alıp) evlensin. Allah sizin îmânınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz (aynı soydan gelmesiniz). Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları şartıyla sahiplerinin izniyle mehirlerini marufla (örf ve adete uygun olarak) vererek onları nikâhlayın. Fakat, evli olduğu halde fuhuş yaparlarsa o taktirde hür kadınlara uygulanan azabın (cezanın) yarısı kendilerine uygulanır. İşte bu (cariye ile nikâhlanma izni) içinizden (zina etme) sıkıntısına düşmekten korkanlar içindir. Ve sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Ve Allah Gafur’dur, Rahîm'dir.

NİSÂ SURESİ 25. Ayeti Celal Yıldırım Meali

Sizden kim iffetli hür mü'mine kadınlarla evlenecek güce sahip değilse, ellerinizde bulunan mü'mine cariyelerinizden (alıp evlensin). Allah imânınızı daha iyi bilendir. Kiminiz kiminizdensiniz, (aynı soydan gelmesiniz). O halde fuhuşta bulunmayan, gizli dost edinmeyen namuslu iffetli olanlarını sahiplerinin izniyle kendinize nikahlayın ; mehirlerini de örfe uygun biçimde verin. Bu evlilikten sonra fuhşa saparlar (zina ederler)se, o takdirde cezaları, hür kadınlar hakkında konan cezanın yarısıdır. (Cariyeyle evlenmenize izin verilmesi) sizden günah sıkıntısına (zinaya) düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

Celal Yıldırım