NİSÂ SURESİ 34. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ وَاللاَّتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا ﴿٣٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
er ricâlu | erkekler |
kavvâmûne | kâim olanlar, idareciler, koruyup gözetenler |
alâ en nisâi | kadınlar üzerinde |
bi mâ | sebebiyle, dolayısıyla |
faddala | üstün kıldı |
allâhu | Allah |
ba'da-hum | onların bir kısmı, bazıları |
alâ ba'dın | bir kısmına, bazılarına, diğerlerine |
ve bi mâ | ve sebebiyle, dolayısıyla |
enfekû | verdiler, harcadılar |
min emvâli-him | mallarından, kendi mallarından |
fe es sâlihâtu | bu sebeble, bu bakımdan salih kadınlar, nefsini tezkiye eden kadınlar |
kânitâtun | kanitindir, saygılı ve itaatkârdır |
hâfizâtun | muhafaza edendir, koruyucudur |
li el gaybi | gaybda, olmadığı zaman, yokken |
bi mâ | sebebiyle, dolayısıyla |
hafiza | korudu |
allâhu | Allah |
ve ellâtî | ve onlar (kadınlar) |
tehâfûne | korkarsınız |
nuşûze-hunne | onların itaatsizliklerinden, baş kaldırmalarından |
fe ızû-hunne | ... ise onlara öğüt verin, nasihat edin |
ve uhcurû-hunne | ve onlardan ayrılın, yaklaşmayın, yalnız bırakın |
fî el medâciı | yataklarında |
vadrıbû-hunne | ve onlara vurun |
fe | bundan sonra, artık |
in ata'ne-kum | eğer size itaat ederlerse |
fe | bundan sonra, artık |
lâ tebgû | aramayın |
aleyhinne | onlara, onların üzerine (aleyhine) |
sebîlen | bir yol |
inne allâhe | muhakkak ki Allah |
kâne | oldu, idi, ...dır |
aliyyen | âli, yüce |
kebîran | büyük |
Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah’ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah’ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. İtaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli’dir (yücedir), Kebîr'dir (büyüktür).
NİSÂ SURESİ 34. Ayeti Ali Ünal Meali
(Sahip kılındıkları birtakım sıfatlar ve yüklendikleri vazife ve sorumluluk açısından erkeklik vasfına tam sahip bulunan) erkekler, kadınlar üzerinde koruyucu ve yöneticidirler. Bu, (yöneticilik ve koruyuculuk noktasında) Allah’ın bazı insanları bazılarından, (bu arada genellikle erkekleri de kadınlardan) daha kapasiteli yaratmasından ve bir de erkeklerin (mehir verme ve evin bütün masraflarını yüklenme gibi) mâlî sorumluluklarından dolayıdır. Gerçekten iyi kadınlar, Allah’a karşı itaatkâr, (meşrû çerçevede ve günahta olmamak kaydıyla) kocalarının hukukuna da riayet eden ve Allah nasıl gizli ve mahrem kalması gereken hususları koruyor ve onların açılmasına müsaade etmiyor ise, aynı şekilde (namuslarını, aile sırlarını, ailenin mal, şeref ve haysiyetini ve kocalarının hukukunu) bilhassa kimsenin görmeyeceği yerlerde ve kocalarının yokluğunda koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: önce onlara öğüt verin; ıslah olmazlarsa, onları yatakta yalnız bırakın ve yine yola gelmezlerse (hafifçe) dövün. Eğer (Allah hakkı, aile fertlerinin eğitimi ve yetiştirilmesi başta olmak üzere, kendinize de ait meşrû isteklerinizde) size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep ve mazeret aramayın. Unutmayın ki Allah, mutlak yücedir aşkındır, mutlak büyüktür.
Ali Ünal