Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


وَآتُواْ النَّسَاء صَدُقَاتِهِنَّ نِحْلَةً فَإِن طِبْنَ لَكُمْ عَن شَيْءٍ مِّنْهُ نَفْسًا فَكُلُوهُ هَنِيئًا مَّرِيئًا ﴿٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve âtû en nisâe sadukâti-hinne nıhleten fe in tıbne lekum an şey'in min-hu nefsen kulû-hu henîen merîan
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve âtû ve veriniz
en nisâe kadınlara
sadukâti-hinne onların mehirlerini
nıhleten gönülden koparak, seve seve vermek
fe in tıbne fakat, eğer razı olarak, hoşnut olarak
lekum sizin için, size
an şey'in bir şeyi
min-hu ondan, onun bir kısmını
nefsen şahıs, kimse, kendisi
kulû-hu onu yeyin
henîen afiyetle
merîan boğazdan kolayca geçen, afiyetle, rahatça

Ve kadınlara, mehirlerini seve seve verin. Fakat kendi istekleri ile ondan (mehirden) bir kısmını size bağış olarak verirlerse o taktirde onu afiyetle rahatça yiyin.

NİSÂ SURESİ 4. Ayeti Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kadınlara mehirlerini nazik ve cömert bir şekilde örf ve çevrenin kabullerine uygun olarak verin. Eğer ondan birazını kendileri kişisel istekleriyle size sunmuşlarsa artık onu içinize sine sine yiyin.

Yaşar Nuri Öztürk