NİSÂ SURESİ 41. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
فَكَيْفَ إِذَا جِئْنَا مِن كُلِّ أمَّةٍ بِشَهِيدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلَى هَؤُلاء شَهِيدًا ﴿٤١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe keyfe
izâ
ci'nâ...(bi)
min kulli
ummetin
bi şehîdin
ve ci'nâ ...(bi)
ke
alâ hâulâi
şehîden
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe keyfe | artık, o zaman nasıl olur, nasıl olacak |
izâ | olduğu zaman |
ci'nâ...(bi) | getirdik |
min kulli | hepsinden, her birinden |
ummetin | ümmet |
bi şehîdin | şahit |
ve ci'nâ ...(bi) | ve getirdik |
ke | seni |
alâ hâulâi | onların üzerine |
şehîden | şahit olarak |
Artık her ümmetten bir şahit (resûl) getirdiğimiz zaman ve seni de onların üzerine şahit olarak getirdiğimiz zaman (halleri) nasıl olacak?
NİSÂ SURESİ 41. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Ey Resulüm! Her ümmetten haklarında tanıklık edecek bir şahit (peygamber) celbettiğimizde ve seni de bütün onlara (ümmetine) şahit olarak getirdiğimizde, bakalım onların hali nice olacak?
Suat Yıldırım