Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْمًا عَظِيمًا ﴿٤٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

inne allâhe lâ yagfiru en yuşrake bi-hî ve yagfiru dûne zâlike li men yeşâu ve men yuşrik bi allâhi fe kad ifterâ ismen azîmen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
inne muhakkak
allâhe Allah
lâ yagfiru bağışlamaz, affetmez, mağfiret etmez
en yuşrake ortak koşulması
bi-hî ona
ve yagfiru ve bağışlar, affeder, mağfiret eder
şey
dûne başka, dışında
zâlike bu
li men kimi, kimse için
yeşâu diler
ve men ve kim
yuşrik ortak koşar
bi allâhi Allah'a
fe kad o taktirde olmuştur
ifterâ iftira etti
ismen günah işleyerek
azîmen büyük

Muhakkak ki Allah, O'na şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki şeyleri dilediği kimse için bağışlar. Ve kim Allah'a şirk koşarsa, o taktirde büyük bir günah işleyerek iftira etmiştir.

NİSÂ SURESİ 48. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Şüphe yok ki Allah Teâlâ, zât-ı ulûhiyetine şerik ittihaz edilmesini yarlığamaz. Onun dûnunda olanı da dilediği kimse için yarlığar ve her kim Allah Teâlâ'ya şerik koşarsa muhakkak pek büyük bir günah ile iftirada bulunmuş olur.

Ömer Nasuhi Bilmen