Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


وَمَا أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلاَّ لِيُطَاعَ بِإِذْنِ اللّهِ وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذ ظَّلَمُواْ أَنفُسَهُمْ جَآؤُوكَ فَاسْتَغْفَرُواْ اللّهَ وَاسْتَغْفَرَ لَهُمُ الرَّسُولُ لَوَجَدُواْ اللّهَ تَوَّابًا رَّحِيمًا ﴿٦٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi izni allâhi ve lev enne-hum iz zalemû enfuse-hum câû-ke fe istagferû allâhe Vestagfera (ve istagfera) lehum er resûlu le vecedû allâhe tevvâben rahîmen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
mâ erselnâ göndermedik
min resûlin bir resûl, bir elçi
illâ ....'den başka
li için, olsun diye
yutâa itaat edilsin
bi izni izni ile
allâhi Allah
ve lev ve eğer, olsa
enne-hum onların ... olması
iz olduğu zaman
zalemû zulmettiler
enfuse-hum onların nefsleri, nefsleri, kendileri
câû-ke sana geldiler
fe böylece
istagferû istiğfar ettiler, tövbe ettiler, mağfiret dilediler
allâhe Allah
Vestagfera (ve istagfera) ve istiğfar etti, tövbe etti, mağfiret diledi
lehum onlar için
er resûlu resûl, elçi
le vecedû mutlaka buldular
allâhe Allah
tevvâben tövbeleri kabul eden
rahîmen rahmet edici, rahmet nuru gönderen, rahim esması ile tecelli eden

Ve Biz, (hiç) bir resûlü, Allah’ın izniyle kendilerine itaat edilmesinden başka birşey için göndermedik. Ve onlar nefslerine zulmettikleri zaman, eğer sana gelselerdi, böylece Allah’tan mağfiret dileselerdi ve Resûl de onlar için mağfiret dileseydi, mutlaka Allah’ı, (iki tarafın da) tövbelerini (onların tövbesini ve Resûl’ün mağfiret talebini) kabul eden ve rahmet edici olarak bulurlardı.

NİSÂ SURESİ 64. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Biz, hangi Rasûlü, hangi peygamberi özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdikse, Allah’ın bilgisi emirleri ve yasaları dahilinde sırf itaat edilsin, tebliğine, teşriine, sünnetine uyulup uygulansın diye gönderdik. Eğer onlar günah işleyerek kendilerine, birbirlerine zulmettikleri, haksızlık ettikleri zaman sana gelseler de, Allah’tan bağışlanmalarını, koruma kalkanına alınmalarını dileselerdi, Allah’ın Rasûlü de onlar için Allah’tan bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileseydi, Allah’ı, kendilerini tevbeye, itaate sevkedici, tevbelerini kabul edici ve merhametli bulurlardı.

Ahmet Tekin