NİSÂ SURESİ 66. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
وَلَوْ أَنَّا كَتَبْنَا عَلَيْهِمْ أَنِ اقْتُلُواْ أَنفُسَكُمْ أَوِ اخْرُجُواْ مِن دِيَارِكُم مَّا فَعَلُوهُ إِلاَّ قَلِيلٌ مِّنْهُمْ وَلَوْ أَنَّهُمْ فَعَلُواْ مَا يُوعَظُونَ بِهِ لَكَانَ خَيْرًا لَّهُمْ وَأَشَدَّ تَثْبِيتًا ﴿٦٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lev | ve eğer, ... olsa |
ennâ | biz ... olduk |
ketebnâ | yazdık |
aleyhim | onların üzerine, onlara |
en | olmak |
uktulû | öldürün |
enfuse-kum | kendi nefslerinizi, kendinizi, birbirinizi |
ev | veya |
uhrucû | çıkın |
min | ...'den |
diyâri-kum | sizin (kendi) yurtlarınız, yurtlarınız |
mâ fealû-hu | onu yapmadılar |
illâ | ....'den başka, hariç |
kalîlun | biraz, pek az |
min-hum | onlardan |
ve lev | ve eğer, ... olsa |
enne-hum | onların ... olması |
fealû | yaptılar |
mâ | şey |
yûazûne | vaaz edilir, öğüt verilir |
bi-hî | onunla |
le | mutlaka, elbette |
kâne | oldu, ... idi, ...dır |
hayran | hayırlı, daha hayırlı |
lehum | onlar için, kendileri için |
ve eşedde | ve daha şiddetli, daha kuvvetli, daha sağlam |
tesbîten | tesbit, sebat bakımından |
Ve eğer onlara: “Nefslerinizi öldürün.” veya “Yurtlarınızdan çıkın.” diye yazsaydık (farz kılsaydık) muhakkak ki, onlardan pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ve eğer onlar, kendilerine öğütleneni yapsalardı mutlaka bu kendileri için daha hayırlı ve sebatı bakımından (îmânları) daha sağlam olurdu.
NİSÂ SURESİ 66. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Şayet onlara "Ölüme atılın!" veya "Vatanınızdan ayrılın!" (hicret edin) emrini vermiş olsaydık, pek azı müstesna, bunu yerine getirmezlerdi. Onlar kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette kendileri için hayırlı olur, durumlarını daha da sağlamlaştırırlardı.
Suat Yıldırım