NİSÂ SURESİ 83. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
وَإِذَا جَاءهُمْ أَمْرٌ مِّنَ الأَمْنِ أَوِ الْخَوْفِ أَذَاعُواْ بِهِ وَلَوْ رَدُّوهُ إِلَى الرَّسُولِ وَإِلَى أُوْلِي الأَمْرِ مِنْهُمْ لَعَلِمَهُ الَّذِينَ يَسْتَنبِطُونَهُ مِنْهُمْ وَلَوْلاَ فَضْلُ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لاَتَّبَعْتُمُ الشَّيْطَانَ إِلاَّ قَلِيلاً ﴿٨٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve | ve |
izâ câe-hum | onlara geldiği zaman |
emrun | bir emir, iş, durum, haber |
min | ...'den |
el emni | eminlik, güvenlik |
ev | veya |
el havfi | korku |
ezâû | açıkladılar, ifşa edip yaydılar |
bi-hi | onu |
ve lev | ve eğer, olsa |
reddû-hu | onu ilettiler |
ilâ | ...'e |
er resûli | resûl, elçi |
ve ilâ | ve ...'e |
uli el emri | emir sahipleri, Allah'tan emir alanlar |
min-hum | onlardan, kendilerinden |
le alime-hu | mutlaka onu bilirlerdi |
ellezîne | onlar, olanlar |
yestenbitûne-hu | onun (o işin) batınını, iç yüzünü, gerçeğini araştırırlar |
min-hum | onlardan, onların arasından |
ve lev lâ | ve eğer olmasaydı |
fadlu | fazlı |
allâhi | Allah |
aleykum | sizin üzerinize |
ve rahmetu-hu | ve onun rahmeti |
le | elbette, mutlaka |
itteba'tum | tâbî oldunuz, uydunuz |
eş şeytâne | şeytan |
illâ | hariç |
kalîlen | biraz, pek az |
Ve onlara emniyet veya korku haberi geldiği zaman onu açıklarlar (yayarlar). Ve eğer, onu (o haberi) Resûl'e ve kendilerinden olan ulûl emre iletselerdi (herkese açıklamasalardı), onlardan, onun (o haberin) iç yüzünü araştıranlar mutlaka (gerçeği) bilirlerdi.Ve Allah'ın fazlı ve rahmeti üzerinize olmasaydı, pek azınız hariç mutlaka şeytana uyardınız.
NİSÂ SURESİ 83. Ayeti Hayrat Neşriyat Meali
Hem onlara emniyet veya korkuya dâir bir haber geldiğinde onu yayıverirler. Ama onu, peygambere ve içlerinden ülü’l-emre (emir sâhibi idârecilerine) arz etselerdi, onlardan bunu (o işin gerçek mâhiyetini, dirâyetleriyle ortaya) çıkarabilecek olanlar, elbette onu(n tedbîrini) bilirlerdi. İşte üzerinizde Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, elbette pek azınız müstesnâ, şeytana uyardınız!
Hayrat Neşriyat