NİSÂ SURESİ 88. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
فَمَا لَكُمْ فِي الْمُنَافِقِينَ فِئَتَيْنِ وَاللّهُ أَرْكَسَهُم بِمَا كَسَبُواْ أَتُرِيدُونَ أَن تَهْدُواْ مَنْ أَضَلَّ اللّهُ وَمَن يُضْلِلِ اللّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ سَبِيلاً ﴿٨٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
mâ
lekum
fî
el munâfikîne
fieteyni
ve allâhu
erkese-hum
bi- mâ
kesebû
e
turîdûne
en tehdû
men
edalle
allâhu
ve men
yudlili
allâhu
fe
len tecide
lehu
sebîlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | öyleyse |
mâ | ne, nedir, ne oluyor |
lekum | size |
fî | içinde, hakkında |
el munâfikîne | münafıklar |
fieteyni | iki topluluk, iki fırka, iki grup |
ve allâhu | ve Allah |
erkese-hum | onları tersine çevirdi, küfre döndürdü |
bi- mâ | sebebiyle |
kesebû | kazandılar |
e | ... mı? |
turîdûne | istiyorsunuz |
en tehdû | senin hidayet etmen |
men | kim, kimse |
edalle | dalâlette bıraktı, saptırdı |
allâhu | Allah |
ve men | ve kim, kimi, kimse |
yudlili | dalâlette bırakır |
allâhu | Allah |
fe | artık, bundan sonra |
len tecide | asla bulamazsın |
lehu | ona, onun için |
sebîlen | yol |
Öyleyse size ne oluyor ki, münafıklar hakkında iki grup oldunuz. Ve Allah, onları kazandıkları (negatif dereceler) sebebiyle tersine çevirdi (küfre döndürdü). Allah'ın dalâlete düşürdüğü kimseyi hidayete erdirmek mi istiyorsunuz? Ve Allah, kimi dalâlete düşürürse artık sen onun için asla bir yol bulamazsın.
NİSÂ SURESİ 88. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Size ne oldu ki, münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Oysa yaptıkları işlerden dolayı Allâh onları baş aşağı etmiştir. Allâh'ın saptırdığını doğru yola iletmek mi istiyorsunuz? Allâh birini saptırırsa artık onun için bir yol bulamazsınız!
Süleyman Ateş