NİSÂ SURESİ 90. Ayeti Ahmet Varol Meali
Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.
إِلاَّ الَّذِينَ يَصِلُونَ إِلَىَ قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُم مِّيثَاقٌ أَوْ جَآؤُوكُمْ حَصِرَتْ صُدُورُهُمْ أَن يُقَاتِلُوكُمْ أَوْ يُقَاتِلُواْ قَوْمَهُمْ وَلَوْ شَاء اللّهُ لَسَلَّطَهُمْ عَلَيْكُمْ فَلَقَاتَلُوكُمْ فَإِنِ اعْتَزَلُوكُمْ فَلَمْ يُقَاتِلُوكُمْ وَأَلْقَوْاْ إِلَيْكُمُ السَّلَمَ فَمَا جَعَلَ اللّهُ لَكُمْ عَلَيْهِمْ سَبِيلاً ﴿٩٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
illâ | hariç |
ellezîne | onlar, olanlar |
yasılûne | vasıl olurlar, gelirler, sığınırlar, iltica ederler |
ilâ | ...'e |
kavmin | kavim |
beyne-kum | sizin aranızda |
ve beyne-hum | ve onlar arasında |
mîsâkun | misak, kesin söz, andlaşma |
ev | veya |
câû-kum | size geldiler |
hasırat | daralmış olarak |
sudûru-hum | göğüsleri |
en | olmak, yapmak |
yukâtilû-kum | sizinle savaşırlar |
ev | veya |
yukâtilû | savaşırlar |
kavme-hum | onların kavimleri, kendi kavimleri |
ve lev | ve eğer, şayet |
şâe | diledi |
allâhu | Allah |
le selleta-hum | elbette onları musallat etti |
aleykum | sizin üzerinize |
fe le | o zaman mutlaka |
kâtelû-kum | sizi öldürdüler |
fe in | o halde eğer |
ı'tezelû-kum | sizden uzak durdular |
fe | artık |
lem yukâtilû-kum | sizinle savaşmadılar |
ve elkav | ve ilka ettiler, önerdiler, teklif ettiler |
ileykum | size |
es seleme | teslim, sulh, barış |
fe | o taktirde |
mâ ceale | olmadı |
allâhu | Allah |
lekum | sizin için, size |
aleyhim | onların üzerine |
sebîlen | yol |
Sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar veya, sizinle savaşmaktan veya kendi kavimleri ile savaşmaktan göğüsleri daralmış olarak size gelenler hariç (onları öldürmeyin). Ve şâyet Allah dileseydi, elbette onları sizin üzerinize musallat ederdi, o zaman sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde eğer sizden uzak durur (geri çekilir), artık sizinle savaşmazlarsa ve size barış teklif ederlerse, o taktirde Allah, onların üzerine (saldırmanız için) size bir yol kılmadı.
NİSÂ SURESİ 90. Ayeti Ahmet Varol Meali
Ancak sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluğa sığınanlar yahut size karşı veya kendi toplumlarına karşı savaşmaktan içleri sıkıldığından dolayı size gelenler müstesnadır. Allah dileseydi onları başınıza musallat ederdi de size karşı savaşırlardı. Eğer sizden uzak durur, size karşı savaşmaz ve barış teklif ederlerse (bilin ki) Allah onların aleyhine size bir yol bırakmamıştır. [17]
Ahmet Varol