Mekke döneminde inmiştir. 28 âyettir. Sûrede başlıca, Hz. Nûh peygamberin mücadeleleri ve Nûh Tufanı konu edilmektedir. Sûre, adını konusundan almıştır.


يَغْفِرْ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى إِنَّ أَجَلَ اللَّهِ إِذَا جَاء لَا يُؤَخَّرُ لَوْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٤﴾


NÛH SURESİ 4. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

yagfir lekum min zunûbi-kum ve yuahhir-kum ilâ ecelin musemmen inne ecele allâhi izâ câe lâ yuahharu lev kuntum ta'lemûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yagfir mağfiret etsin, günahlarınızı sevaba çevirsin
lekum sizin için, sizin, sizi
min zunûbi-kum günahlarınızdan, günahlarınızı
ve yuahhir-kum ve sizi tehir etsin (ömür versin)
ilâ ecelin bir ecele kadar, bir zamana kadar
musemmen muayyen, belirlenmiş
inne muhakkak ki
ecele ecel, belirlenen an
allâhi Allah
izâ ... olduğu zaman
câe geldi
lâ yuahharu tehir edilmez, ertelenmez, uzatılmaz
lev şâyet, eğer, keşke ..... olsa
kuntum siz ... oldunuz
ta'lemûne siz biliyorsunuz

(Allah da) sizin günahlarınızı mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin) ve sizi belirlenmiş bir zamana kadar tehir etsin (ömür versin)! Muhakkak ki Allah’ın eceli (onun belirlediği an) gelince tehir edilmez. Keşke siz bilmiş olsaydınız.

NÛH SURESİ 4. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(3-4) “Allah’a ibadet edin. O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah’ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz.”

Diyanet İşleri

Suçlarınızı yarlıgasın ve sizi, muayyen bir vakte dek geciktirsin. Şüphe yok ki Allah'ın takdîr ettiği vakit geldi mi gecikmesine imkân yoktur eğer biliyorsanız.

Abdulbaki Gölpınarlı

Ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın) Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!"

Adem Uğur

"Ki, hatalarınızdan bazılarını mağfiret etsin ve sizi tayin edilmiş ömrünüzün sonuna kadar yaşatsın. Muhakkak ki Allâh'ın eceli (yaşam süresi sonu) geldiğinde ertelenmez! Eğer bilseydiniz!"

Ahmed Hulusi

'Allah da sizin günahlarınızın bir kısmını bağışlasın. Belirli vakte kadar size mühlet versin. Allah’ın tayin ettiği ecel geldiği zaman ertelenmez. Keşke bilebilseydiniz!'

Ahmet Tekin

Ki, (Allah) günâhlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi belirli bir süreye kadar geciktirsin. Şüphesiz Allah'ın süresi geldiğinde geciktirilmez. Keşke bilseydiniz.'

Ahmet Varol

"Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız."

Ali Bulaç

(Bu takdirde Allah) günahlarınızdan size bağışlar ve sizi muayyen bir vakte kadar (azab çektirmeksizin ölüm anına dek) geri bırakır. Şüphe yok ki, Allah’ın takdir ettiği ecel (ölüm) gelince geri bırakılmaz; eğer bilseydiniz, (iman eder de azabdan kurtulurdunuz.)

Ali Fikri Yavuz

(3-4) «Allah'a kulluk edin; O'ndan sakinin ve bana itaat edin ki Allah gunahlarinizi size bagislasin ve sizi belli bir sureye kadar ertelesin; dogrusu Allah'in belirttigi sure gelince geri birakilamaz; keske bilseniz!»

Bekir Sadak

(3-4) Allah'a kulluk edin; O'ndan korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar da geciktirsin. Şüphesiz ki Allah'ın belirlediği vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keşke bir bilseniz!.»

Celal Yıldırım

(3-4) 'Allah'a kulluk edin; O'ndan sakının ve bana itaat edin ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılamaz; keşke bilseniz!'

Diyanet İşleri (eski)

(2-4) Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, «Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)» diyerek apaçık uyaran bir kimseyim. Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz!

Diyanet Vakfi

'Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuşkusuz, ALLAH'ın verdiği süre gelince ertelenmez; bir bilseydiniz.

Edip Yüksel

Günahlarınızdan size mağfiret buyursun ve sizi müsemma bir ecele kadar te'hîr eylesin, muhakkak ki Allahın takdir eylediği ecel gelince te'hîr olunmaz eğer bilse idiniz!

Elmalılı Hamdi Yazır

Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirli bir vakte kadar ertelesin. Kuşkusuz, Allah'ın takdir ettiği vakit gelince ertelenmez, eğer bilseydiniz!»

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

«Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuşkusuz Allah'ın takdir ettiği süre gelince ertelenmez. Eğer bilseydiniz..» (inanırdınız).

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılmaz; keşki bilseniz.

Seyyid Kutub

"Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Tanrı'nın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız."

Gültekin Onan

«Tâki (Allah) sizin günâhlarınızdan bir kısmını yarlığasın, sizi (azâbsız olarak) mukadder bir müddete kadar gecikdirsin. Şübhe yok ki Allahın (ta'yîn etdiği) müddet gelince geri bırakılmaz. Eğer bilseydiniz..».

Hasan Basri Çantay

(3-4) 'Şöyle ki: Allah’a kulluk edin, O’ndan sakının ve bana itâat edin. (Tâ ki Allah,)günahlarınızdan bir kısmını size bağışlasın ve sizi(n ecelinizi) belirli bir vakte kadar ertelesin! Şübhe yok ki Allah’ın (size takdîr ettiği) eceli geldiği zaman, ertelenmez! Eğer biliyor olsaydınız!'

Hayrat Neşriyat

Ta ki, günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar geciktirsin. Muhakkak ki Allah'ın süresi gelince geri bırakılmaz. Keşki bilseydiniz.

İbni Kesir

ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve (yalnız O'na) malum olan bir zamana kadar size mühlet tanısın; ama bilin ki Allah'ın belirlediği vade gelip çattığında hiçbir şekilde ertelenemez. Keşke bunu bilseydiniz!"

Muhammed Esed

«Sizin için günahlarınızı bağışlasın ve sizi mukadder müddete kadar tehir etsin. Muhakkak ki, Allah'ın takdir ettiği vakit gelince sonraya bırakılamaz, eğer bilir kimseler oldu iseniz.»

Ömer Nasuhi Bilmen

"Ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar geciktirsin (cezalandırmadan yaşatsın). Bilinmeli ki, Allah'ın belirttiği süre gelince artık o ertelenmez. Keşke bilseniz!"

Ömer Öngüt

O, sizin günahlarınızı bağışlasın ve belli bir süreye kadar sizi ertelesin. Allah’ın belirlediği süre gelince artık o geri bırakılmaz, eğer bilmiş olursanız...

Şaban Piriş

(2-4) O da: "Ey benim milletim! Ben size gönderilen kesin bir uyarıcıyım. Şöyle ki: Yalnız Allah’a ibadet edin, O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki: Sizin günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir vakte, yani ölüm anına kadar azap çektirmeksizin hayatta bıraksın. Çünkü Allah’ın takdir ettiği vâde gelince, asla ertelenmez. Keşke bunu bir bilseniz!

Suat Yıldırım

"Ki (Allâh) günâhlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Zira Allâh'ın süresi geldiği zaman ertelenmez. Bilir (kişiler) olsaydınız (bunu anlardınız)."

Süleyman Ateş

«Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız.

Tefhim-ul Kuran

'Tâ ki Allah da bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve belirlenmiş bir vakte kadar sizi geciktirsin. Allah'ın takdir ettiği ecel gelecek olursa asla ertelenmez. Keşke bunu bilseniz.'

Ümit Şimşek

Allah, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah'ın eceli geldiğinde ertelenmez. Bir bilebilseydiniz!"

Yaşar Nuri Öztürk

Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve size bir ömür vererek ölümünüze kadar size zaman tanısın. Şüphe yok ki Allah'ın size takdir ettiği ölüm vakti geldi mi gecikmesine imkan yoktur. Keşke bu gerçeği bilmiş olsaydınız.”

Abdullah Parlıyan

(2-4) Nûh, onlara şöyle demişti: “Ey kavmim! Ben size gönderilen apaçık bir uyarıcıyım. Allah'a kulluk ediniz. Onun emirlerine karşı gelmekten sakınınız ve bana itaat ediniz ki, Allah günahlarınızı affetsin ve size belli bir zamana kadar süre tanısın. Şüphesiz, Allah'ın belirlediği süre dolunca ertelenmez. Keşke bunu bilseydiniz!”[680]

Bayraktar Bayraklı

(3-4) “Yalnız Allah'a kulluk edin, O'na karşı gelmekten sakının ve bana uyun ki, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir vakte, yani ölüm anına kadar azap çektirmeksizin hayatta bıraksın. Çünkü Allah'ın takdir ettiği ecel (ölüm) gelince, asla ertelenmez. Keşke bunu bilseniz (de imam etseniz)!

Cemal Külünkoğlu

“Böylece bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Keşke bilmiş olsaydınız!

Kadri Çelik

“Ta ki Allah da (şimdiye kadar işlediğiniz ve kulları aleyhinde olmayan) günahlarınızı bağışlasın ve sizi (helâke maruz bırakmadan), mukadder ve değişmez vadeye kadar hayatta tutsun.” Allah’ın takdir buyurmuş olduğu vade gelince, artık o ertelenmez. Keşke bunu bilseniz!

Ali Ünal

“Ta ki günahlarınızdan bir kısmını sizin için bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir süreye kadar ertelesin. Elbette Allah’ın belirlediği süre geldiği zaman ertelenmez. Keşke bilseydiniz.”

Harun Yıldırım

geçmiş günahlarınızı bağışlasın ve adı konulmuş bir vakte kadar size süre tanısın; ama unutmayın ki, Allah'ın belirlediği süre gelip çattığında asla ertelenemez: keşke bunu kavrasaydınız.

Mustafa İslamoğlu

Günahlarınızı bağışlasın ve sizi, bir süreye kadar ertelesin. Allah’ın emri geldiği zaman, kesinlikle ertelenmez, ne olurdu bilmiş olsaydınız!”

Sadık Türkmen

“(Bana itaat ederseniz) Allah kötülüklerinizi size bağışlar ve size belli bir zamana kadar mühlet verir. Şunu iyi bilin ki, Allah'ın belirlediği vakit geldiğinde, asla tehir edilmez” demişti.

İlyas Yorulmaz

(Allah da) sizin günahlarınızı mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin) ve sizi belirlenmiş bir zamana kadar tehir etsin (ömür versin)! Muhakkak ki Allah’ın eceli (onun belirlediği an) gelince tehir edilmez. Keşke siz bilmiş olsaydınız.

İmam İskender Ali Mihr