Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.


لَوْلَا جَاؤُوا عَلَيْهِ بِأَرْبَعَةِ شُهَدَاء فَإِذْ لَمْ يَأْتُوا بِالشُّهَدَاء فَأُوْلَئِكَ عِندَ اللَّهِ هُمُ الْكَاذِبُونَ ﴿١٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

lev lâ câû aleyhi bi erbaati şuhedâe fe iz lem ye'tû bi eş şuhedâi fe ulâike indallâhi (inde allâhi) hum el kâzibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lev lâ olmasaydı, olmaz mıydı
câû geldiler
aleyhi ona
bi erbaati dördü ile
şuhedâe şahitler
fe öyleyse
iz olduğu zaman, olduğuna göre
lem ye'tû getirmediler
bi eş şuhedâi şahitleri
fe ulâike o zaman işte onlar
indallâhi (inde allâhi) Allah'ın katında
hum el kâzibûne onlar yalancılar

Ona dört şahit getirmeli değiller miydi? Öyleyse şahitleri getiremediklerine göre bu taktirde işte onlar, onlar Allah’ın katında yalancıdırlar.

NÛR SURESİ 13. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Buna dört şahid getirselerdi ya... Madem ki şahid getiremediler, o halde onlar, Allah katında yalancılardır.

Ali Fikri Yavuz