NÛR SURESİ 22. Ayeti Muhammed Esed Meali
Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.
وَلَا يَأْتَلِ أُوْلُوا الْفَضْلِ مِنكُمْ وَالسَّعَةِ أَن يُؤْتُوا أُوْلِي الْقُرْبَى وَالْمَسَاكِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلْيَعْفُوا وَلْيَصْفَحُوا أَلَا تُحِبُّونَ أَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٢٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lâ ye'teli | ve kusur etmesin, yemin etmesin |
ulû el fadlı | fazilet sahipleri |
min-kum | sizden, içinizden |
ve es seati | ve varlıklı |
en yu'tû | vermeleri |
ulî el kurbâ | yakınlık sahipleri, akrabalar, yakınlar |
ve el mesâkîne | ve miskinler, yoksullar |
ve el muhâcirîne | ve muhacirler, hicret edenler |
fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) | Allah'ın yolunda |
velya'fû (ve li ya'fû) | ve affetsinler |
velyasfehû (ve li yasfehû) | ve vazgeçsinler, hoş görsünler |
e lâ tuhıbbûne | sevmez misiniz? |
en yagfirallâhu (yagfire allâhu) | Allah'ın mağfiret etmesini |
lekum | sizin için, size, sizi |
vallâhu (ve allâhu) | ve Allah |
gafûrun | mağfiret edendir |
rahîmun | rahîmdir, rahmet nuru gönderendir, Rahîm esmasıyla tecelli edendir |
Ve sizden (içinizden) fazilet ve servet sahibi olanlar, yakınlarına, miskinlere, Allah yolunda hicret edenlere vermeye karşı (vermemeye) yemin etmesinler. Ve artık affetsinler ve hoşgörsünler. Allah’ın sizi affetmesini sevmez misiniz? Ve Allah, Gafur’dur (mağfiret edendir) Rahîm’dir (rahmet nuru gönderendir).
NÛR SURESİ 22. Ayeti Muhammed Esed Meali
Bunun içindir ki, (haksız iftiralara uğramış olsalar bile,) içinizden (Allah'ın) bolluk ve genişlik bahşetmiş olduğu kimseler yakınlarına, düşkünlere ve kötülük diyarından Allah için göç eden kimselere yardımdan el çekmesinler; onları affedip geçsinler. (Öyle ya,) Allah'ın da sizi bağışlamasını istemez misiniz; (hem de) Allah'ın çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı olduğunu (gördüğünüz halde)?
Muhammed Esed