Medine döneminde inmiştir. 64 âyettir. Adını, 35. âyette geçen “nûr” kelimesinden almıştır.


وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذِينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتَّى يُغْنِيَهُمْ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَالَّذِينَ يَبْتَغُونَ الْكِتَابَ مِمَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ فَكَاتِبُوهُمْ إِنْ عَلِمْتُمْ فِيهِمْ خَيْرًا وَآتُوهُم مِّن مَّالِ اللَّهِ الَّذِي آتَاكُمْ وَلَا تُكْرِهُوا فَتَيَاتِكُمْ عَلَى الْبِغَاء إِنْ أَرَدْنَ تَحَصُّنًا لِّتَبْتَغُوا عَرَضَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَن يُكْرِههُّنَّ فَإِنَّ اللَّهَ مِن بَعْدِ إِكْرَاهِهِنَّ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٣٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

velyesta'fif ellezîne lâ yecidûne nikâhan hattâ yugniyehumullâhu min fadli-hi ve ellezîne yebtegûne el kitâbe mimmâ (min mâ) meleket eymânu-kum fe kâtibû-hum in alimtum fî-him hayran ve âtû-hum min mâli allahi ellezî âtâ-kum ve lâ tukrihû feteyâti-kum alâl bigâi (alâ el bigâi) in eradne tehassunen li tebtegû arada el hayâti ed dunyâ ve men yukrıhhunne fe innellâhe (inne allâhe) min ba'di ikrâhihinne gafûrun rahîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
velyesta'fif ve iffetli olsunlar, iffetlerini korusunlar
ellezîne lâ yecidûne bulamayanlar
nikâhan nikâh
hattâ hatta, ... oluncaya kadar
yugniyehumullâhu Allah onları gani (zengin) kılar
min fadli-hi onun fazlından
ve ellezîne ve o kimseler ki, onlar
yebtegûne talep ederler, isterler
el kitâbe yazılı antlaşma, mukatebe
mimmâ (min mâ) şeyden
meleket eymânu-kum ellerinizin altında sahip olduğunuz
fe böylece, o zaman, o taktirde
kâtibû-hum onlarla mukatebe yapın
in alimtum eğer bilirseniz
fî-him onlarda
hayran bir hayır
ve âtû-hum ve onlara verin
min mâli maldan
allahi ellezî Allah ki o
âtâ-kum size verdi
ve lâ tukrihû ve zorlamayın
feteyâti-kum genç cariyeleriniz
alâl bigâi (alâ el bigâi) fuhşa, zinaya
in eradne eğer istedilerse (isterlerse)
tehassunen namusunu korumak, iffetli kalmak
li tebtegû talep etmek, elde etmek için
arada dünya malı
el hayâti ed dunyâ dünya hayatı
ve men yukrıhhunne ve kim onları zorlarsa
fe böylece, o taktirde
innellâhe (inne allâhe) muhakkak ki Allah
min ba'di sonradan, bundan sonra
ikrâhihinne onların zorlanmaları
gafûrun gafûrdur, mağfiret edendir
rahîmun rahîmdir, rahmet nuru gönderendir,

Ve nikâha (imkân) bulamayanlar, Allah onları fazlından gani (zengin) kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar! Ellerinizin altında malik olduklarınızdan (kölelerinizden, cariyelerinizden) yazılı antlaşma (mukatebe yapmak: para kazanıp, bedelini ödeyerek azad olmak) isteyenlere, eğer onlarda hayır olduğunu bilirseniz, o zaman yazılı antlaşma (mukatebe) yapınız. Ve Allah’ın size verdiği mallardan onlara veriniz. Genç cariyelerinizi, eğer namuslarını korumak (iffetli kalmak) isterlerse, dünya hayatının malını isteyerek fuhşa (zinaya) zorlamayınız. Kim onları fuhşa (zinaya) zorlarsa, o taktirde muhakkak ki Allah, onların zorlanmalarından sonra Gafur’dur (mağfiret edendir) Rahîm’dir (rahmet esmasıyla tecelli edendir).

NÛR SURESİ 33. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Evlenmiye imkân bulamıyanlar, Allah fazlından onların ihtiyacını giderinceye kadar, iffetli kalmaya (zinadan sakınmaya) çalışsınlar. Kölelerinizden mükâtebe (para kazanıb efendisine vermek suretiyle azad olmak) istiyenleri de, eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız, hemen kitabete (sözleşmeye) bağlayın ve onlara Allah’ın size verdiği malından verin (size olan borçlarından düşürün). Dünya hayatının geçici menfaatını kazanacaksınız diye, cariyelerinizi fuhşa zorlamayın, hele iffetli olmak isterlerken... Kim, onları zinaya mecbur ederse, muhakkak ki Allah bu mecbur edilişlerinden ve tevbelerinden sonra kendileri hakkında Gafûr’dur= çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhametlidir.

Ali Fikri Yavuz